Devrecar Car Rental
KAPAT

Balıkesir Tarihi ve Gezilecek Yerler

Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan Balıkesir, tarihi zenginlikleri ve doğal güzellikleriyle öne çıkan bir şehirdir. 7. yüzyılda M.Ö. Lidyalılar tarafından kurulduğuna inanılan Balıkesir, geçmişten günümüze birçok medeniyetin izlerini taşımaktadır.

Balıkesir'in tarihi dokusunu keşfetmek isteyenler için Atatürk Caddesi üzerinde yer alan Saat Kulesi, şehrin simgelerinden biridir. Osmanlı dönemine ait bu tarihi saat kulesi, şehrin merkezindeki tarihi atmosferi hissetmek isteyen ziyaretçiler için ideal bir başlangıç noktasıdır.

Şehrin tarihi dokusunu yansıtan bir diğer önemli yapı ise Balıkesir Ulu Camii'dir. 14. yüzyılda inşa edilen bu camii, Osmanlı mimarisinin güzel örneklerinden biridir. Cami içindeki ahşap işçiliği ve detaylarıyla dikkat çeker.

Balıkesir'in tarihle iç içe geçmiş mekanlarından biri de Karesi Muharebe Alanı'dır. 1302 yılında Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi ile Bizans İmparatoru III. Andronikos'un orduları arasında gerçekleşen Karesi Muharebesi, Osmanlı Devleti'nin bağımsızlığını kazanmasında önemli bir dönemeçtir. Bu alanda bulunan müze, ziyaretçilere tarihi olayları anlatan bir sergi sunmaktadır.

Doğal güzellikleriyle de ünlü olan Balıkesir'de Cunda Adası, Kaz Dağları ve Ayvalık gibi önemli turistik destinasyonlar bulunmaktadır. Cunda Adası'nda tarihi evler, dar sokaklar ve deniz manzarası, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar.

Sonuç olarak, Balıkesir hem tarihi zenginlikleriyle hem de doğal güzellikleriyle Türkiye'nin önemli şehirlerinden biridir. Tarihi mekanları gezmek ve doğanın tadını çıkarmak isteyenler için harika bir destinasyondur.

Balıkesir Edremit Edo Havalimanı rent a car ofisimiz başta olmak üzere Edremit, Ayvalık ve Dikili Devrecar ofislerinden kiralayacağınız araç ile balıkesir bölgesindeki tüm güzellikleri keşfedebilirsiniz. Balıkesir seyahatleriniz için web sitemiz aracılığıyla online rezervasyon yapabilir veya +90 232 251 23 13 numaralı Müşteri hizmetlerini arayarak telefon ile rezervasyonunuzu gerçekleştirebilirsiniz. Her türlü soru ve önerileriniz için sitemizin iletişim sayfasından bize ulaşabilirsiniz.

Kaz Dağları

Türkiye'nin batısında, Çanakkale il sınırları içinde yer alan Kaz Dağları, muazzam doğal güzellikleri, zengin biyolojik çeşitliliği ve tarihi zenginlikleriyle dikkat çeken bir bölgedir. Efsanelere, mitlere ve tarihi olaylara ev sahipliği yapan bu dağlar, aynı zamanda doğal yaşamın korunması için önemli bir ekosistem sunmaktadır.

Kaz Dağları, Ege Bölgesi'nin kuzeydoğusunda, Çanakkale Boğazı'nın güneydoğusunda yer alır. Doğu ve batı sırtları boyunca uzanan dağlar, zeytinlikler, ormanlar, yaylalar ve şelalelerle süslüdür. Bölge, iklimi ve bitki örtüsü bakımından çeşitlilik gösterir. Kuzey yamaçlarındaki ormanlık alanlar, çam ve sedir gibi ağaç türleriyle kaplıdır. Güney yamaçları ise daha sıcak iklim özellikleri taşır ve zeytin ağaçlarıyla bezelidir.

Kaz Dağları, mitolojik öykülerde de sıkça adından söz ettirir. Antik Yunan mitolojisinin ünlü hikayesi olan Truva Savaşı, bu dağlar etrafında geçmiştir. Tanrıça Athena'nın, Paris'in Aphrodite'yi en güzel kadın olarak seçtiği yer burasıdır. Bu efsanevi savaş, Homeros'un İlyada destanında detaylı bir şekilde anlatılır.

Aynı zamanda, Kaz Dağları'nın eteğinde yer alan Assos antik kenti, tarihi zenginlikleriyle bilinir. Assos, antik dönemde önemli bir ticaret ve kültür merkezi olmuş, günümüzde ise tarihi kalıntılarıyla turistlerin ilgisini çekmektedir.

Kaz Dağları, biyolojik çeşitlilik açısından da büyük bir öneme sahiptir. Bu bölgede birçok endemik bitki ve hayvan türü bulunmaktadır. Farklı rakım seviyelerindeki habitatlarıyla Kaz Dağları, birçok farklı ekosistem barındırır.

Ancak, son yıllarda bölgede yapılan maden arama ve çıkarma faaliyetleri, çevre aktivistleri ve yerel halk arasında endişe yaratmıştır. Kaz Dağları'nın doğal güzellikleri ve ekosistemi, çevre koruma kuruluşları tarafından korunması gereken bir alan olarak vurgulanmaktadır. Madencilik faaliyetleri, su kaynaklarına, ormanlara ve biyolojik çeşitliliğe zarar verebileceği endişesini beraberinde getirmiştir.

Kaz Dağları, doğal ve tarihi zenginlikleriyle Türkiye'nin önemli bölgelerinden biridir. Hem mitolojik öyküleri hem de biyolojik çeşitliliğiyle bu bölge, sadece Türkiye'nin değil, dünya çapında birçok turistin ilgisini çekmektedir. Ancak, bu güzelliklerin sürdürülebilir bir şekilde korunması için çevre koruma önlemleri alınması ve yerel halkın katılımı önemlidir. Böylece, Kaz Dağları, gelecek nesiller için doğal ve kültürel bir miras olarak varlığını sürdürebilir.

Cunda Adası

Ege Denizi'nin masmavi sularında parıldayan bir inci gibi duran Cunda Adası, tarihi, doğal güzellikleri ve sıcak atmosferiyle Türkiye'nin önemli turistik destinasyonlarından biridir. Cunda Adası, resmi adıyla Alibey Adası, Ayvalık'ın bir parçasıdır ve tarihi zenginlikleriyle öne çıkan bir cennet köşesidir.

Cunda Adası, antik dönemlerden beri çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Adanın tarihi, Perslerden Romalılara, Bizanslılardan Osmanlılara kadar uzanır. Bir dönem Cunda, Cenevizlilerin kontrolü altındaydı ve adanın mimarisinde bu dönemin izlerini görmek mümkündür. Ayrıca, adanın Rum yerleşim yerlerinden biri olması nedeniyle Rum mimarisinin güzel örneklerini de görmek mümkündür.

Adanın en önemli tarihi yapıları arasında Cunda Adası Ayvalık Taksiyarhis Kilisesi yer alır. 1873 yılında inşa edilen bu kilise, adanın tarihi ve kültürel mirasını yansıtan önemli bir yapıdır.

Cunda Adası, sadece tarihi zenginlikleri ile değil aynı zamanda doğal güzellikleri ile de büyüleyicidir. Ege'nin sakin suları, masmavi koyları ve yeşilliklerle çevrili doğasıyla adanın atmosferi huzur vericidir. Adanın kıyıları, temiz plajları ve pitoresk manzaralarıyla turistleri cezbetmektedir.

Cunda Adası, zengin deniz ürünleriyle ünlüdür. Balık restoranları, geleneksel Ege mutfağından lezzetler sunar ve adanın yerel tatlarını keşfetmek için ideal bir yerdir. Ada mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden biri de zeytinyağlı yemeklerdir. Zeytin ağaçlarıyla çevrili adada üretilen kaliteli zeytinyağı, birçok yerel yemeğin ana malzemesidir.

Adanın dar, taş döşeli sokakları ve geleneksel mimarisi, ziyaretçilere zaman içinde bir yolculuk yapma fırsatı sunar. Rum evleri, rengarenk kapıları ve saksılarla süslenmiş dar sokaklar, Cunda'nın benzersiz atmosferini yansıtır.

Cunda Adası, Ayvalık'ın limanından kalkan teknelerle kolayca ulaşılabilir. Ada, özellikle yaz aylarında turistlerin ilgisini çeker ve konaklama seçenekleri arasında butik oteller, pansiyonlar ve tarihi evler bulunmaktadır.

Sonuç olarak, Cunda Adası, tarih, kültür, doğa ve lezzetin bir araya geldiği bir cennet köşesidir. Ege'nin sakin sularında kaybolmak, dar sokaklarında gezinmek ve enfes lezzetlerini tatmak için ideal bir destinasyondur. Cunda Adası, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunan eşsiz bir turistik noktadır.

Bademli Köyü

Eski bir Rum köyü olan Bademli'de zeytinin yeşili ve güzelliği, Ege Denizi'nin maviliğiyle buluşuyor. Bademli Kültür Sanat ve Gelişim Derneği tarafından düzenlenen Bademli Festivali düzenleniyor. Dikili'nin en güzel köylerinden Bademli, plajlarının yanı sıra sıcak su termal kaynaklarıyla da ünlü. Geçmişte Aiolis Ilıcası olarak bilinen Bademli Ilıcası, Kalem Adası'nın yanı başında denizin içinde yer alıyor. Denizin içerisinde havuz şeklinde düzenlenen kaynaklar, sit alanında bulunması nedeniyle herhangi bir tesis ya da insan müdahalesine maruz kalmamış. Denizi güzel, sahilde balıkçılar var, kalacak yerlerde mevcut.

Sütüven Şelalesi

Türkiye'nin doğal güzellikleriyle ünlü coğrafyasında yer alan Sütüven Şelalesi, kendine özgü atmosferi ve muazzam manzarasıyla ziyaretçilerini büyüleyen bir doğa harikasıdır. Doğanın kalbinde, sakin bir atmosferde bulunan bu şelale, hem yerel halkın hem de doğa tutkunlarının ilgisini çekmektedir.

Sütüven Şelalesi, genellikle kuzeybatı Anadolu'nun yeşil cenneti olarak bilinen Edremit ilçesine bağlı bir bölgede konumlanmıştır. Şehir merkezine olan yakınlığı, ziyaretçiler için kolay ulaşım imkanları sağlamaktadır. Doğa yürüyüşleri sevenler, arazi araştırmaları yapanlar ya da sadece huzurlu bir gün geçirmek isteyenler için bu şelale adeta bir kaçış noktasıdır.

Sütüven Şelalesi, yüksek kayalıklardan serpilen berrak suları ve etkileyici yüksekliği ile görenleri büyüler. Şelalenin düşen suyun sesi, ormanın içindeki kuş cıvıltılarıyla birleşerek ziyaretçilere doğanın melodisini sunar. Şelale çevresindeki yeşilliklerle kaplı alan, piknik yapmak, kamp kurmak veya sadece sessiz bir gün geçirmek isteyenler için ideal bir ortam sunar.

Sütüven Şelalesi sadece muazzam doğal güzellikleri ile değil, aynı zamanda çeşitli aktivite ve etkinlik olanakları ile de öne çıkar. Doğa yürüyüşleri, kamp atma, fotoğrafçılık gibi aktiviteler burada sıkça gerçekleştirilir. Aynı zamanda, bölgede düzenlenen doğa etkinlikleri ve festivaller de Sütüven Şelalesi çevresini daha da renklendirmektedir.

Sütüven Şelalesi, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda çevresindeki kültürel ve tarihi zenginliklerle de dikkat çeker. Bölgede bulunan tarihi yapılar, eski köyler ve geleneksel yaşam tarzı, ziyaretçilere hem doğayla hem de kültürle iç içe bir deneyim sunar.

Sütüven Şelalesi, Türkiye'nin doğa turizmi açısından önemli destinasyonlarından biridir. Ziyaretçilerini doğanın sakinliği ve güzelliğiyle buluşturan bu şelale, her mevsimde farklı bir güzellik sunar. Sütüven Şelalesi, doğaseverlerin unutulmaz anılar biriktirebileceği, keşfetmeye değer bir doğal cennettir.

Kalem Adası

İzmir'in Dikili ilçesine bağlı, Midilli Adası'nın tam karşısındaki Kalem Adası, tertemiz sularıyla emsalsiz bir doğa parçası. Bademli Köyü'nün karşısında yer alan, ana karaya 450 metre uzaklıktaki Türkiye'nin tek ada oteli burada bulunmaktadır. Turkuazdan maviye çalan, nefis bir denizi var. Akvaryumdan farksız turkuaz bir denizin tam ortasında, mavi bayraklı kıyılarda yüzüyorsunuz. Günbatımı manzarası doyumsuz. Gözlerden uzak, izole, sakin bir yer. Adaya gidebilmek için önceden haber verirseniz, Bademli'nin kıyısından sizi tekneyle alıp adaya götürüyorlar.

Garip Adası

Antik dönemdeki adı Arganussai, Türkçe'de Işık Saçan Adalar anlamına gelen ve dünyaca ünlü tarihçi Strabon'un bahsettiği üç adadan biri olan Garip Adası da hemen Kalem Adası'nın arkasında yer alıyor. Antik dönemden de izler taşıyan adanın etrafındaki deniz olağanüstü berrak. Kalem Adası ile Garip Ada arasındaki derin mavi alan Akvaryum olarak anılıyor.

Bozcaada

Bozcaada, Türkiye'nin Ege Denizi'nde yer alan büyüleyici bir ada olup, tarih ve doğal güzellikleriyle ünlüdür. Türkiye'nin en büyük ikinci adası olan Bozcaada, tarih boyunca birçok medeniyetin etkisi altında kalmış ve eşsiz kültürel bir mirasa sahip olmuştur.

Antik dönemlerde Tenedos olarak bilinen ada, Mitoloji'ye göre, Homeros'un "İlyada" destanında sıkça bahsedilen Troia Savaşı'yla ilişkilidir. Pers, Atina ve Roma gibi büyük uygarlıkların ardından Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetiminde de geçen Bozcaada, tarih boyunca stratejik bir öneme sahipti.

Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği sırasında, Bozcaada önemli bir deniz üssü olarak kullanıldı. Osmanlı döneminden günümüze kalan tarihi kalıntılar, ziyaretçilere adanın tarihine dair önemli ipuçları sunmaktadır. Bozcaada Kalesi, bu dönemin en etkileyici yapılarından biridir.

Bozcaada, sadece tarihi değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de büyüleyicidir. Adanın sahip olduğu berrak turkuaz suları, plajları ve yeşil alanları, ziyaretçileri cezbetmektedir. Akvaryum Koyu, Ayazma Plajı ve Habbele Plajı gibi noktalar, adanın doğal zenginliklerini keşfetmek isteyenler için ideal mekanlardır.

Bozcaada, şarap üretimiyle de ünlüdür. Adada bulunan bağlar, ünlü Bozcaada şaraplarının üretildiği yerlerdir. Ayrıca, adanın meşhur peyniri, zeytinyağı ve deniz ürünleriyle dikkat çeken bir mutfak kültürüne sahiptir. Bozcaada'da geçirilen zaman, lezzet dolu bir deneyim sunar.

Bozcaada, tarihi zenginlikleri, doğal güzellikleri ve lezzetli mutfağı ile Türkiye'nin öne çıkan turistik destinasyonlarından biridir. Hem tarih tutkunları hem de doğa severler için ideal bir tatil yeri olan Bozcaada, sakin atmosferi ve eşsiz manzaralarıyla unutulmaz anılar biriktirmek isteyenler için harika bir seçenektir.

Bozcaada Kalesi

Bozcaada Kalesi'nin ilk olarak ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemektedir. Kale, Fatih Sultan Mehmet tarafından esaslı bir şekilde onarılmıştır. 1657 yılında ada Venediklilerden geri alındığında yine önemli bir onarım görmüştür. II. Mahmut döneminde 1815’te kalenin adeta yeniden yaptırıldığını kitabelerden anlamaktayız. Kale, dış ve iç olmak üzere iki bölümdür. Şimdi boş bir alan olan dış kalede cephanelik, tabya yeri, eğitim alanları ve evlerin temel izleri vardır. İç kale iki bölümden oluşur. Birincisi giriş bölümü olup iç kalenin doğusundadır. İki kapısı vardır. Bu bölümde revir, cami, minare, zindanlar ve kışla bulunmaktadır. Ortada levazım deposu, cephanelik ve sarnıç yer alır. Günümüzde kalenin iç bölümünde Bozcaada ile ilgili tarihi ve etnografik eserlerin sergilendiği bir sergi mekânı bulunmaktadır.

Şeytan Sofrası

Ayvalık, Türkiye'nin turistik ve tarih kokan bölgelerinden biridir. Bu şirin ilçe, zeytin ağaçlarıyla süslü tepeleri, tarihi yapıları ve masmavi denizi ile bilinir. Ayvalık'ın en etkileyici ve ünlü noktalarından biri ise Şeytan Sofrası'dır.

Şeytan Sofrası, Ayvalık ilçesinin Cunda Adası'na bağlı bir tepe üzerinde konumlanmıştır. Deniz seviyesinden yüksekliği ve konumuyla, ziyaretçilere eşsiz bir manzara sunmaktadır. Ancak, bu özel mekanın adı, sadece coğrafi konumundan değil, aynı zamanda etrafındaki efsanelerden de gelmektedir.

Bir efsaneye göre, bu tepe Ayvalık halkı arasında "Şeytan Sofrası" olarak anılmaktadır, çünkü burada zaman zaman şeytanın toplandığına inanılır. Yerel halk arasında dilden dile dolaşan efsaneler, bu tepeye farklı bir atmosfer ve mistik bir hava katmaktadır.

Şeytan Sofrası, sadece efsaneleriyle değil, aynı zamanda muazzam manzarasıyla da ünlüdür. Tepe, denizden yüksek bir konumda yer aldığı için Ayvalık Körfezi'nin berrak sularını, Cunda Adası'nın zarif mimarisiyle birleştirerek seyretme imkanı sunar. Gün batımında buraya çıkan ziyaretçiler, muhteşem renklere bürünen gökyüzünü ve denizi izleyerek unutulmaz anlar yaşarlar.

Ayvalık'ın zeytin ağaçlarıyla kaplı tepeleri, Cunda Adası'nın tarihi dokusu ve Şeytan Sofrası'nın yüksek noktasından seyredilen manzara, bölgenin benzersiz güzelliklerini bir araya getirir. Bu özel mekan, fotoğraf tutkunları için de bir cennet sunar.

Ayvalık'a seyahat edenler, Şeytan Sofrası'nı ziyaret etmek için Cunda Adası'na geçmeleri gerekmektedir. Cunda Adası'ndan tepeye çıkış yürüyerek ya da araçla yapılabilmektedir. Yürüyüş tercih edenler, doğanın tadını çıkararak Şeytan Sofrası'na ulaşabilirler.

Sonuç olarak, Ayvalık'ın incisi olarak kabul edilen Şeytan Sofrası, hem efsaneleri hem de muazzam manzarası ile bölgenin turistik çekiciliğini artıran bir destinasyondur. Tarihi ve doğal güzellikleri bir araya getiren bu benzersiz nokta, Ayvalık ziyaretçileri için unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.

Atarneus Antik Kenti

Merkezi Dikili olmak üzere, Ağılkale ve çevresinde konumlanan Atarneus Antik Kenti, Akhalılar tarafından MÖ 4 binli yıllarda kuruldu. Kurulduğu bölge çevresinde çok sayıda sıcak su kaynağı ile pınarların olması nedeniyle kutsal kaynak ya da ana tanrıça kaynağı anlamına gelen Atarnetus ismini alan şehirde arkeolojik kazı çalışmaları sınırlı bir biçimde yürütülüyor. Salgın hastalıklar nedeniyle terk edilen kentten günümüze ulaşan kalıntı sayısı da çok az.

Şahindere Kanyonu

Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde doğanın eşsiz güzelliklerini keşfetmek isteyenler için, Altınoluk ilçesinde bulunan Şahindere Kanyonu, benzersiz manzarası ve doğal zenginlikleriyle öne çıkıyor. İşte Şahindere Kanyonu'nun göz alıcı özellikleri:

Şahindere Kanyonu, etkileyici kanyon duvarları, kristal berraklığındaki suları ve çevresindeki yeşil doğa ile adeta bir tablo gibi karşınıza çıkar. Kanyon boyunca uzanan patikalar, ziyaretçilere muazzam doğal güzellikleri keşfetme fırsatı sunar.

Bu bölgedeki flora ve fauna, biyolojik çeşitlilik açısından zengindir. Kanyon etrafında dolaşırken, endemik bitki türlerini ve nadir görülen kuşları gözlemleme şansına sahip olabilirsiniz. Şahindere Kanyonu, doğa severler ve kuş gözlemcileri için benzersiz bir deneyim sunar.

Şahindere Kanyonu, sadece doğa yürüyüşleri için değil, aynı zamanda macera severler için de çeşitli aktiviteler sunar. Kanyonun sularında kano ya da rafting yapabilir, kaya tırmanışı gibi heyecan verici sporlara katılabilirsiniz.

Bölge, sadece doğal güzellikleri ile değil, aynı zamanda tarihi ve kültürel zenginlikleriyle de dikkat çeker. Yerel halkın yaşam tarzını ve geleneklerini yakından tanıma fırsatı bulabilir, yöresel lezzetleri deneyerek unutulmaz bir seyahat deneyimi yaşayabilirsiniz.

Şahindere Kanyonu, doğa ile iç içe bir kaçamak yapmak isteyenler için mükemmel bir destinasyon olabilir. Bu eşsiz doğal güzellik, huzur verici atmosferi ve çeşitli aktiviteleriyle ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.

Hasan Boğuldu Şelalesi

Hasan Boğuldu Şelalesi, Edremit ilçesine bağlı bölgede Kazdağı'nın eteklerinde ve coğrafi özellikleri ile dikkat çeken bir doğa harikasıdır. Genellikle şelaleler, doğal güzellikleri ile ünlü bölgelerde bulunurlar ve bu şelale de benzersiz coğrafi özelliklere sahiptir. Yüksekliği, genişliği ve etkileyici manzarası ile çevredeki doğal güzellikleri tamamlayan bir özelliğe sahiptir.

Hasan Boğuldu Şelalesi'nin geçmişi, bölgenin tarihindeki önemli olaylar ve kültürel bağlamı içermelidir. Ayrıca, şelalenin isim kaynağına dair ilginç anekdotlar ve tarihi bağlam içindeki evrimi de ele alınabilir.

Şelalenin çevresindeki doğal yaşam ve ekosistem, bitki örtüsü, fauna ve flora çeşitliliği hakkında detaylı bilgiler verilmelidir. Bölgedeki ekosistem, şelalenin çevresindeki canlıların nasıl bir uyum içinde yaşadığını ve birbirleriyle etkileşimde bulunduğunu açıklayan önemli bir konudur.

Hasan Boğuldu Şelalesi'nin turistik cazibesi, ziyaretçilere sunulan aktiviteler ve olanaklar detaylı bir şekilde incelenmelidir. Bu, bölgeye turist çekmek ve ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunmak amacıyla geliştirilen turistik altyapıyı içermelidir.

Doğal güzellikleri koruma ve sürdürülebilir turizm uygulamaları, Hasan Boğuldu Şelalesi'nin gelecekteki nesillere aktarılması için önemli bir konudur. Bu bölümde, çevrenin korunması, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve turizm faaliyetlerinin doğaya minimal etkisi gibi konulara odaklanılabilir.

Hasan Boğuldu Şelalesi ile ilgili yerel efsaneler, hikayeler veya mitolojik bağlantılar, bölgenin kültürel zenginliğini ve şelalenin yerel topluluklar üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olabilir. Bu, şelalenin sadece bir doğal olgu olmanın ötesinde bir kültürel ve tarihi öneme sahip olduğunu gösterir.

Son olarak, şelaleyi ziyaret eden kişilerin deneyimleri ve izlenimleri paylaşılabilir. Bu, ziyaretçilerin şelale ile bağ kurmalarını ve bölgeye duydukları hayranlığı anlatarak okuyuculara daha kişisel bir bakış açısı sunabilir.

Assos / Behramkale

Assos ya da Behramkale, Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinin yaklaşık 17 km güneyindeki Behramkale Köyü'nde yer alan bir antik kent. Antik Çağda Troas diye adlandırılan bölgenin güney ucunda volkanik bir tepenin zirvesi ve yamaçlarında, Midilli adasının karşısında kurulmuştur.

Assos ve Behramkale, tarih ve doğanın muazzam bir buluşmasını yaşayan antik bir yerleşim bölgesidir. Türkiye'nin batısında, Çanakkale il sınırları içinde yer alan bu bölge, eşsiz tarihi kalıntıları, muazzam manzaraları ve sakin atmosferiyle bilinir.

Assos, antik çağlarda önemli bir yerleşim yeri olarak bilinir. M.Ö. 7. yüzyılda kurulan Assos, Pers, Makedonya, Roma ve Bizans gibi birçok medeniyetin etkisi altına girmiştir. Ancak, en bilinen tarihi figürlerden biri olan filozof Aristoteles'in, M.Ö. 348 yılında Assos'a yerleşmesi, bölgenin tarihinde önemli bir döneme işaret eder. Aristoteles'in öğrencisi Theophrastos'un da burada yaşadığına inanılır.

Assos'un en dikkat çeken yapıları arasında, antik tiyatrosu, Athena tapınağı ve agora (pazar yeri) bulunmaktadır. Bu kalıntılar, antik çağın mimari ve kültürel zenginliğini günümüze taşımaktadır.

Assos'un hemen yanında yer alan Behramkale, sadece tarihi kalıntılarıyla değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de ünlüdür. Ege Denizi'ne nazır konumu, taş evleri, dar sokakları ve çiçeklerle bezeli bahçeleriyle Behramkale, ziyaretçilerine büyüleyici bir atmosfer sunar.

Behramkale'nin en etkileyici özelliklerinden biri, Assos Antik Kenti'nin karşısında yer alan kale surlarıdır. Bu surlar, tarihi bir atmosfer sunmanın yanı sıra muazzam deniz manzaralarıyla da ziyaretçilerini cezbetmektedir.

Bu benzersiz bölge, sadece tarih ve doğa severler için değil, aynı zamanda huzur arayanlar için de ideal bir destinasyondur. Assos ve Behramkale'yi ziyaret edenler, antik kalıntıları keşfederken aynı zamanda Ege'nin serin sularında yüzebilir veya taş sokaklarda romantik bir yürüyüş yapabilirler.

Assos ve Behramkale, tarih ve doğanın kucaklaştığı, sakinliği ve güzellikleriyle öne çıkan bir bölgedir. Antik kalıntıları, deniz manzaraları ve taş evleriyle bu destinasyon, Türkiye'nin eşsiz turistik yerlerinden biridir. Tarihle iç içe geçmiş bu güzellikleri keşfetmek, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar.

DEVRECAR CAR RENTAL

INTERNATIONAL

ARAÇ FİLOMUZ

SİZİN TERCİHİNİZ

[email protected]
+90 232 251 23 13
+90 532 318 14 34 / TR
+90 532 235 35 45 / EN
Atif bey mah. Feridun Pözüt cad. No:24/C
Gaziemir-Izmir havalimanı yanı
İzmir / Türkiye
© COPYRIGHT Devrecar 2005 - 2024 Tüm hakları saklıdır.

Kapat