İstanbul'un Sırlı Dünyası

İstanbul, tarihi zenginlikleri, muazzam mimarisi ve nefis mutfağı ile dünya genelinde bilinen bir şehir. Ancak, bu büyülü şehirde hala keşfedilmeyen yerler ve bilinmeyen tarihi hikayeler bulunmaktadır. İşte İstanbul'un sırlı dünyasına dair birkaç ipucu. Balat Mahallesi, Yedikule Hayvanat Bahçesi, Atik Valide Külliyesi, Kariye Müzesi, Yoros Kalesi ve Lezzetli Sürprizler Hamsi Ekmek, Tirit, Şiş Döner Sokakları.

İstanbul Keşfedilmeyen Yerler

İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehir olup, her yıl milyonlarca turisti ağırlamaktadır. Ancak, İstanbul'un keşfedilmeyen, daha az bilinen bölgeleri ve mekanları da bulunmaktadır. İşte İstanbul'da keşfedilmeyen bazı yerler.

Balat Renkli Sokaklar ve Tarihi Evler;
Balat, tarihi dokusu ve renkli sokakları ile dikkat çeken bir semttir. Burada dolaşırken, geleneksel evler, antik kiliseler ve küçük kafelerle karşılaşabilirsiniz. Fener Rum Erkek Lisesi ve Ayvansaray Sokağı gibi bölgelerde sakin ve tarihi bir atmosfer bulunmaktadır.

Kuzguncuk Boğaz Kenarındaki Sakin Mahalle;
Boğaz kıyısında yer alan Kuzguncuk, sakin atmosferi ve renkli evleriyle bilinen bir mahalledir. Arnavut kaldırımlı sokaklarında dolaşmak, antik dükkanları ziyaret etmek ve yerel kafelerde oturmak, şehrin gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için güzel bir seçenektir.

Yedikule Zindanları Tarihi Hapishane Kompleksi;
Topkapı Sarayı'nın hemen yanında bulunan Yedikule Zindanları, Osmanlı döneminde kullanılan tarihi bir hapishane kompleksidir. Bu zindanlar, tarih meraklıları için farklı bir perspektif sunar ve genellikle turist akınına uğramayan bir bölgede yer almaktadır.

Atik Valide Külliyesi Görkemli Mimari;
Üsküdar'da yer alan Atik Valide Külliyesi, görkemli mimarisi ve tarihi önemiyle bilinir. Bu külliye içinde cami, medrese, türbe ve çeşme gibi yapılar bulunmaktadır. Sessiz ve huzurlu bir atmosferde tarihî dokuları keşfetmek için güzel bir yerdir.

Büyükada'nın Görülmeyen Köşeleri Gizli Bahçeler ve Manzaralar;
Adalar grubundaki Büyükada, genellikle popüler turistik yerlerle bilinse de, adanın keşfedilmeyen köşelerinde gizli bahçeler, manzaralar ve tarihi yapılar bulunabilir. Bisikletle ya da yürüyerek adayı dolaşmak, bu gizli güzelliklere ulaşmanın harika bir yoludur.

Fenerbahçe Parkı Deniz Manzarası ve Yeşil Alan;
Kadıköy'de yer alan Fenerbahçe Parkı, geniş yeşil alanları, deniz manzarası ve yürüyüş yollarıyla sakin bir kaçış noktasıdır. İstanbul'da daha az bilinen bir rekreatif alan olup, yerel halkın keyifli zaman geçirdiği bir yerdir.

Süreyya Opera Evi Tarihi Bir Performans Mekanı;
Kadıköy'de bulunan Süreyya Opera Evi, tarihi bir opera binasıdır. Bu zarif yapı, genellikle popüler turistik yerler listesinde bulunmasa da, tarihi ve kültürel bir deneyim yaşamak isteyenler için önerilebilecek bir yerdir.

Bu mekanlar, İstanbul'un daha az bilinen ancak keşfedilmeye değer güzelliklerini sunmaktadır. Ancak, bu yerlere ziyaret etmeden önce güncel bilgileri kontrol etmek ve yerel güvenlik kurallarına uymak önemlidir.

İstanbul'un Bilinmeyen Tarihi

İstanbul, binlerce yıl süren zengin tarihi boyunca birçok medeniyetin izlerini taşıyan bir şehirdir. İstanbul'un bilinmeyen veya daha az bilinen tarihi yerleri arasında şu yerlere göz atabilirsiniz:

Yoros Kalesi Boğaz'ın Kuzeyindeki Gizli Kale;
Boğaz'ın kuzey ucunda yer alan Yoros Kalesi, Bizans döneminden kalma bir kaledir. Genellikle turistler tarafından az bilinen bu kale, tarihi bir deneyim sunar ve Boğaz manzarası eşliğinde keşfedilmeyi bekleyen bir yerdir.

Mezarlığı Tarihî Türbeler ve Mezarlar;
Fatih ilçesinde yer alan Eğrikapı Mezarlığı, Osmanlı döneminden kalma birçok önemli türbeyi ve mezar taşını barındırır. Burada yatan bazı tarihî kişiliklerin mezarları, ziyaretçilere tarihle iç içe bir atmosfer sunar.

Vefa Kilise Camii Çifte Mabed;
Vefa semtinde yer alan Vefa Kilise Camii, tarihi bir kilise olarak inşa edilmiş ancak daha sonra camiye dönüştürülmüştür. Hem Hristiyan hem de İslam mimarisi özelliklerini taşıyan bu yapının tarihî detayları keşfetmeye değer.

Molla Zeyrek Camii ve Külliyesi Gizli Bir Hazine;
Zeyrek semtinde bulunan bu külliye, genellikle turistler tarafından ihmal edilen bir tarihî hazinedir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait mimari özellikleri barındıran bu kompleks, gizli bir tarihî atmosfere sahiptir.

Pammakaristos Manastırı Ressam Nikopoia'nın Eserleriyle Ünlü;
Fatih ilçesinde yer alan Pammakaristos Manastırı, Bizans döneminden kalma bir manastırdır. Manastırın içindeki freskler, özellikle Ressam Nikopoia'nın eserleri, tarih meraklıları için büyük bir değere sahiptir.

Beykoz Korusu Doğayla İç İçe Bir Tarihî Alan;
Boğaz'ın Anadolu yakasında yer alan Beykoz Korusu, tarihî bir köşk ve yeşil alanları içinde barındırır. Bu koru, Osmanlı döneminden kalma tarihî yapıları ve doğal güzellikleriyle sakin bir atmosfer sunar.

Fethi Paşa Korusu Tarihi Bir Kır Evi;
Üsküdar'da yer alan Fethi Paşa Korusu, tarihi bir kır evi olan Fethi Paşa Yalısı ve çevresindeki yeşil alanları içermektedir. Şehir gürültüsünden uzaklaşmak ve tarihî bir mekanda dinlenmek isteyenler için güzel bir seçenektir.

İstanbul'un bilinmeyen tarihi yerleri araştırılırken, ziyaret edilecek yerlerin güvenliği, ziyaret saatleri ve diğer detayları öğrenmek için yerel kaynaklardan güncel bilgiler almak önemlidir.

İstanbul'un Lezzet Durakları

İstanbul, dünya mutfaklarından örnekleri barındıran ve geleneksel Türk mutfağına ait zengin lezzetleriyle ünlüdür. İstanbul'un bilinmeyen veya daha az bilinen lezzet durakları arasında şu yerlere göz atabilirsiniz:

Beykoz Kasrı Boğaz Manzaralı Tarihi Bir Mekan;
Beykoz'da yer alan Beykoz Kasrı, tarihî bir yapı içinde hizmet veren bir restorandır. Boğaz manzarası eşliğinde Osmanlı mutfağından lezzetleri deneyimlemek isteyenler için önerilebilecek bir yer.

Kariye Mantar Mantar Üzerine Lezzet Yolculuğu;
Kariye semtinde yer alan bu şık restoran, mantar üzerine özel lezzetleriyle dikkat çeker. Menüsünde mantarlı çorbalar, mantar soslu etler ve mantarlı risotto gibi özgün tatlar bulunmaktadır.

Kuzguncuk'un Sokak Lezzetleri Kuzguncuk Köftesi ve Tantunisi;
Kuzguncuk, özellikle sokak lezzetleriyle ünlüdür. Kuzguncuk köftesi ve tantuni gibi özgün lezzetleri denemek için semtin sokaklarındaki geleneksel dükkanları ziyaret edebilirsiniz.

Saray Muhallebicisi Geleneksel Tatlar;
Beyoğlu'nda yer alan Saray Muhallebicisi, geleneksel Türk tatlarına odaklanan bir muhallebici zinciridir. Güllaç, kazandibi ve fıstıklı baklava gibi lezzetleri burada tatmanız mümkün.

İskenderoğlu İskender İskender Lezzeti;
Fatih ilçesinde yer alan bu mekan, İstanbul'da İskender lezzetini denemek isteyenler için idealdir. Et dönerin üzerine yoğurt ve tereyağının eklendiği geleneksel İskender yemeği burada lezzetli bir şekilde sunulmaktadır.

Karadeniz Pidesi Mısır Ekmeği Üzerinde Farklı Lezzetler;
Üsküdar'da bulunan Karadeniz Pidesi, geleneksel Türk pidesine farklı bir yorum getirir. Mısır ekmeği üzerine peynir, kuymak, pastırmalı pide gibi çeşitli lezzetler sunar.

Selamiçeşme Kahvaltı Geleneksel Bir Köy Kahvaltısı;
Selamiçeşme'de yer alan bu kahvaltı mekanı, geleneksel köy kahvaltısıyla ünlüdür. Taze köy peyniri, organik ürünler, zeytin çeşitleri ve ev yapımı reçeller gibi lezzetleri burada bulabilirsiniz.

İstanbul'un bilinmeyen lezzetleri arasında dolaşırken, şehrin farklı semtlerindeki geleneksel mekanlara ve yerel esnafın işlettiği dükkânlara yönelmek, gerçek yerel lezzetleri keşfetmek adına önemli olabilir.

İstanbul Tarihi ve Gezilecek Yerler

Dünya üzerinde tarih kokan, kültürlerin buluşma noktası olan ender şehirlerden biri olan İstanbul, yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Boğaz'ın kıyısında muazzam güzellikte yükselen bu şehir, hem Asya hem de Avrupa kıtaları üzerinde yer almasıyla eşsiz bir coğrafi konuma sahiptir.

İstanbul'un tarihi, Roma İmparatorluğu'nun başkenti Byzantium'dan Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'e, günümüzdeki adıyla İstanbul'a uzanan bir serüveni içerir. Bu tarihi şehir, Bizans, Roma, Latin İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu'nun izlerini taşır.

Bizans İmparatorluğu'nun önemli yapılarından Ayasofya, mimari şaheseriyle dikkat çeker. Yapıldığı dönemde dünyanın en büyük katedrali olan Ayasofya, daha sonra Osmanlı İmparatorluğu tarafından camiye çevrilmiş ve günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.

Osmanlı İmparatorluğu'nun ise Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii ve Yerebatan Sarnıcı gibi önemli eserleri İstanbul'un tarihine damgasını vurmuştur. Topkapı Sarayı, Osmanlı padişahlarının yaşadığı ve devletin yönetildiği ana merkez olarak uzun yıllar hizmet vermiştir.

İstanbul, sadece tarihiyle değil, aynı zamanda göz alıcı doğal güzellikleri ve modern yaşam alanlarıyla da büyüleyicidir. Boğaziçi'nin kıyısında yer alan Ortaköy, etkileyici mimarisi, boğaz manzarası ve renkli gece hayatıyla öne çıkan bir semttir.

Galata Kulesi, tarihi Yedikule Zindanları, Kız Kulesi ve İstanbul Boğazı'nın muazzam manzarasına hakim tepelerden biri olan Çamlıca Tepesi, şehri yüksekten görmek isteyen ziyaretçiler için mükemmel noktalardır.

İstanbul'un kapılarını aralayan tarihi ve kültürel zenginlikleriyle her daim büyüleyici bir şehir olma özelliğini korur. Günümüzde modern yaşamın içinde eski zamanların izlerini sürmek, İstanbul'u keşfetmek isteyenler için unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.

Ayasofya

İstanbul'un simgelerinden biri olan Ayasofya, tarihi ve mimarisiyle dünya çapında tanınan eşsiz bir yapıdır. Binlerce yıl boyunca çeşitli amaçlarla kullanılan Ayasofya, İstanbul'un siluetini şekillendiren ve farklı dönemlerin izlerini taşıyan bir anıttır.

Ayasofya'nın tarihi, MS 537 yılına kadar uzanmaktadır. Bizans İmparatoru I. Justinianus'un emriyle inşa edilen bu muazzam kilise, 916 yıl boyunca İstanbul'un en büyük katedrali olarak hizmet verdi. Ayasofya, Bizans İmparatorluğu'nun başkenti Konstantinopolis'in dini merkezi olarak önemli bir rol oynadı.

Ancak, 1453 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun İstanbul'u fethetmesiyle Ayasofya camiye dönüştürüldü. Bu dönemde iç mekanında yapılan değişikliklerle İslam mimarisinin etkisiyle şekillenen Ayasofya, cami olarak uzun yıllar kullanıldı.

Osmanlı İmparatorluğu'nun sona ermesiyle, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1935 yılında Ayasofya'nın müze olarak kullanılması kararı alındı. Bu dönemde, Ayasofya'nın hem Hristiyan hem de Müslüman kültürlerin izlerini taşıyan eşsiz bir mozaik koleksiyonuna ev sahipliği yaptığı keşfedildi.

Ancak, 2020 yılında Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından alınan bir kararla Ayasofya tekrar cami olarak kullanılmaya başlandı. Bu karar, dünya genelinde tartışmalara neden oldu ve Ayasofya'nın tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını işaret etti.

Ayasofya'nın mimarisi, geçirdiği farklı kullanımların izlerini taşımaktadır. Kupolusu, sütunları ve mozaikleriyle dikkat çeken bu yapı, mimari açıdan benzersizdir. İslam ve Hristiyan sanatının bir araya geldiği bu eser, ziyaretçilere tarih boyunca değişen kültürel etkileşimleri deneyimleme fırsatı sunmaktadır.

Ayasofya, sadece bir yapı değil, aynı zamanda tarihi bir miras ve kültürel bir simge olarak önemini korumaktadır. Binlerce yıldır değişen kullanımlarıyla Ayasofya, İstanbul'un geçmişini günümüze taşıyan bir tanıktır. Her bir ziyaretçi, bu eşsiz yapıda farklı zaman dilimlerini ve kültürleri keşfetme şansına sahiptir.

Topkapı Sarayı

Osmanlı İmparatorluğu, dünyanın en geniş sınırlara ulaşmış ve yüzyıllarca hakimiyetini sürdürmüş imparatorluklarından biri. Bu köklü tarihin ve ihtişamlı yapının 400 yıl boyunca yönetildiği, sultanların ve ailelerinin yaşadığı Topkapı Sarayı ise bütün görkemiyle Tarihi Yarımada’da görülmeyi bekliyor.
Topkapı Sarayı, Osmanlı Sultanlarının ikametgâhı, devletin yönetim ve eğitim merkezidir. İstanbul fatihi Sultan II. Mehmed tarafından 1460-1478 tarihleri arasında yaptırılmış olan ve zaman içerisinde bazı ilavelerin yapıldığı sarayda, Osmanlı padişahları ve Saray halkı 19'uncu yüzyıl ortalarına kadar ikamet etmiştir. Topkapı Sarayı, Osmanlı monarşisi 1922’de kaldırıldıktan sonra, 3 Nisan 1924’te Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle müzeye dönüştürülmüştür.

Fatih Sultan Mehmed, fetihten sonra Beyazıt’ta bugünkü İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu yerde, daha sonra “Eski Saray” olarak anılacak olan bir saray yaptırmıştır. Fatih, bu ilk saraydan sonra, önce Çinili Köşk’ü, ardından da yapımı tamamlandığında yerleşecek olduğu Topkapı Sarayı’nı inşa ettirmiştir. Fatih, bu saraya Osmanlıca'da “Yeni Saray” anlamına gelen “Saray-ı Cedid” ismini vermiştir. Yeni Saray’a Topkapı Sarayı denmesi ise şöyle gerçekleşmiştir: Sultan I. Mahmud tarafından Bizans surlarının yakınına yaptırılan ve önündeki selam topları nedeniyle “Topkapusu Sahil Sarayı” denilen büyük ahşap sahil sarayı bir yangında tamamen kül olunca, bu sarayın ismi yeni saraya verilmiştir.
Yüzyıllarca gelişen ve büyüyen Topkapı Sarayı’nın planının belirlenmesinde Osmanlı devlet felsefesi ile Saray-tebaa ilişkilerinin büyük rolü olmuştur. Ayrıca Topkapı’nın ilk inşa edildiği dönemde, Fatih Sultan Mehmed’in babası Sultan II. Murad’ın Tunca Nehri kenarında yaptırmış olduğu ve günümüze sadece kalıntıları ulaşan Edirne Sarayı’nın planından olduğu kadar ihtişamından da esinlenildiği bilinmektedir.
Topkapı Sarayı, mütevazı bir saraydır; imparatorluğun büyük harcamaları daha çok muhteşem camiler, kışlalar, köprüler, kervansaraylar ve konaklama tesisleri için yapılmıştır. 16. yüzyılın ünlü mimarı Mimar Sinan bile bu sarayda sadece bir bölüm inşa etmiştir. Ama sarayın kendine özgü binaları, nefis çinileri ve tabiatla iç içe geçmiş yapısı kadar, Sarayburnu’ndaki konumu da ona doğal bir güzellik ve ihtişam verir. Topkapı Sarayı Müzesi ve Harem Gezisi’nde görülecek yerler arasında sarayın Harem bölümü, Hırka-ı Saadet Dairesi ve Has Oda bölümü, Babü’s Saade bölümü ve Köşkler Bahçesi bölümü bulunuyor.
En şatafatlı düğünlerinin, tahta çıkma törenlerinin ya da entrikalarının ve hüzünlü hikayelerine şahit olan bu sarayda burada kendinizi tarihin kollarına bırakarak eşsiz bir tarih ziyafetine ortak olabilirsiniz.

İstanbul Kapalı Çarşı

Eskiden esnafa olan güven duygusu halkın birikmiş parasının, bir banka gibi onlara verilmesine ve işletilmesine neden olurdu. Günümüzde birçok sokaktaki dükkânlar fonksiyon değişikliğine uğramıştır. Yorgancılar, terlikçiler, fesçiler gibi meslek grupları sadece sokak ismi olarak kalmıştır. Çarşının ana caddesi sayılan sokakta çoğunlukla mücevher dükkânları, buraya açılan yan bir sokakta altıncılar bulunur. Oldukça küçük olan bu dükkânlar değişik fiyat ve pazarlıkla satış yaparlar. Kapalıçarşı renk ve atraksiyon olarak her ne kadar eski canlılığını koruyor ise de, 1970'li yıllardan itibaren İstanbul’u ziyarete gelen turist grupları için alışveriş olanakları, çarşının ana girişindeki modern ve büyük kuruluşlar tarafından sağlanmaktadır. Haliç kıyısındaki Mısır Çarşısı da daha küçük ölçüde bir kapalı çarşıdır. Galata semtinde 15. yüzyılda kalma diğer bir küçük kapalı çarşı da hâlen kullanılmaya devam etmektedir.
Kapalı Çarşı günün her saatinde hareketli ve kalabalıktır. Esnaf, ziyaretçileri ısrarlı olarak kendi mağazasına çağırır. Çarşı girişinde gelişen konforlu, büyük mağazalar Türkiye’de elde imal edilen ve ihracatı yapılan hemen hemen bütün eşyaları satışa sunmaktadır. El halıları ve mücevherat geleneksel Türk sanatının en güzel örnekleridir. Bunlar kalite ve orijin belgeleri ile satılır ve dünyanın her tarafına garantili gönderme yapılır. Halı ve mücevheratın yanında meşhur Türk işi gümüşten yapılmış eserler, bakır, bronz hediyelik ve dekoratif eşya, seramik, oniks ve deriden mamul, üstün kaliteli, Türkiye hatıraları zengin bir koleksiyon oluştururlar. Batılı yazarlar, seyahatname ve anılarında Kapalıçarşı’ya geniş yer ayırmışlardır.
İstanbul’un en eski çarşısının içinde alışveriş yapmanın yanı sıra, burada satılan her şeyin İstanbul’un kadim ruhunu yansıttığını göreceksiniz.

Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı İstanbul'un Avrupa yakasında bulunan, şehrin en büyük kapalı sarnıcı. Ayasofya binasının güneybatısındaki küçük bir binadan girilir. Sütun ormanı görünümündeki mekanın tavanı tuğla örülü, çapraz tonozludur. Sarnıç, Bizans imparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılmıştır.
İstanbul'un görkemli tarihsel yapılarından birisi de Ayasofya’nın güneybatısında bulunan Bazilika Sarnıcı’dır. Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yeraltı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiştir.Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı olarak da anılır.
Sarnıç, uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan dikdörtgen biçiminde bir alanı kaplayan, dev bir yapıdır. Toplam 9.800 m2 alanı kaplayan bu sarnıç, yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir.
Bir efsaneye göre Medusa, Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgona’ dan biridir. Bu üç kız kardeşten yılan başlı Medusa, kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahiptir. Bir görüşe göre o dönemde büyük yapılar ve özel yerleri korumak için Gorgona resim ve heykelleri kullanılırdı ve sarnıca Medusa başının konulması da bu yüzdendir.

Çemberlitaş

Çemberlitaş, İstanbul'un Avrupa Yakası'nda bulunan Fatih ilçesinde bir semttir. Bir semt olduğundan kesin sınırları çizilememekle birlikte, idari olarak Mollafenari, Binbirdirek ve Eminsinan mahallelerinin bir kısmını kapsadığı söylenebilir. Semt adını, merkezinde bulunan Çemberlitaş Sütunu'ndan almaktadır.
Çemberlitaş Hamamı, Çemberlitaş’ta Divanyolu üzerinde, I. Constantinus’un (M.S. 324-337) diktirdiği anıtın Vezir Hanı tarafında yer alır. Hamam’ın karşısında Köprülü Mehmed Paşa Camii, medresesi ve türbesi, yanında Vezir Hanı, eski Dar’ül-fünun binası, civarında ise Sultan II. Mahmud Türbesi ve haziresi, Köprülü Kütüphanesi, Atik Ali Paşa Camii, medresesi ve Ali Baba Türbesi mevcuttur.
Hamam, Sultan II. Selim’in kadını ve Sultan III. Murad’ın annesi Nûrbânû Sultan tarafından Üsküdar’da Toptaşı’ndaki, Vâlide-i Atik Külliyesi’ne gelir getirmesi için yaptırılmış ve vakfedilmiştir. Hamam Tuhfet’ül-mi’mârin’e göre Mimar Sinan yapısıdır. Kitabesinden anlaşıldığına göre hamam’ın yapılış tarihi 1584′tür.
Çemberlitaş Hamamı birbirinin tamamen benzeri ve yan yana bitişik bir çifte hamam olarak planlanmıştır. Erkekler kısmının girişi Vezir Hanı Caddesi üzerindedir ve yol kotunun zamanla yükselmesi sonucunda bugün on basamakla inilen çukur bir giriş niteliğindedir. Giriş üzerinde bir saçak mevcuttur. Giriş kapısı üzerinde, etrafı rumilerle bezeli, üç sıra halinde hazırlanmış altı mısralı bir kitabe vardır. Kadınlar kısmının girişi ise Divanyolu Caddesi üzerinde Sultan Mahmut Türbesi tarafından olmalıdır.

Galata Kulesi

Kule yığma moloz taş örgü sistemde inşa edilmiştir. Dış cephe taş örgüdür. Girişte ki kitabede 16 mısralık methiye II. Mahmut döneminde yapılan restorasyondan dolayı II. Mahmut içindir. Kapının üzerindeki yuvarlak kemerli pencere askerlerin gözetleme yeri idi. Yüksek giriş katından sonra dokuz katlı bir yapıdır. Silindirik gövdesi üzerinde ki pencereler tuğla örgülü yuvarlak kemerlidir. Külah çatının hemen altındaki son iki katın gelişimi silindirik gövdeyi çevreleyen profilli silmelerle vurgulanmıştır. Külah çatının altındaki katı sarmalayan metal süslemeli şebekeli seyir balkonu mevcuttur.alt katında ise derin Nişli payelere oturan yuvarlak kemerler ve içerisinde tuğla örgü yuvarlak kemerli pencereler mevcuttur.
Bugün yapının üçüncü kata kadar olan kısmının Ceneviz, diğer katlarının Osmanlı karakteri taşıdığı gözlenmektedir. Yapı günümüzde sosyal ve kültürel faaliyetler için kullanılmaktadır. Strüktürel olarak sağlamdır. Galata kulesi ilk olarak Bizans imparatoru justinianos tarafından M.S. 507-508 yılında inşa edilmiştir. Günümüzdeki kuleyi 1348-49 yılında Cenevizliler yeniden inşa etmiştir. Kule 1445-46 yılları arasında yükseltilmiştir. 1500'lü yıllarda depremden zarar görerek, mimar Murad bin Hayreddin tarafından onarılmıştır.
III. Selim döneminde kule onarıldıktan sonra, kulenin üst katına bir cumba eklenir.1831'de kule bir yangın daha geçirir, II.Mahmut kulenin üzerine iki kat daha çıkar ve külah biçiminde olan ünlü dam örtüsüyle kulenin tepesi kapatılır. 1960 yılında tekrar restorasyon yapılır.1864'teki imar çalışmalarında eteğindeki avlusunu, kapılarını, kıyıya inen sur duvarlarını kaybetmiş, hendekler doldurulmuştur. Kulenin dibinden itibaren bir taraftan tepebaşı, diğer taraftan Tophane’ye uzanan Türk mezarlığı yok edilmiştir. Eski ahşap Türk evlerinin yerine, batı tarzlı apartmanlar yapılmıştır. Yapı son olarak 1967'de onarım görmüştür.

İstanbul Rumeli Hisarı

Hisarlar Müzesi; Rumelihisarı, Fatih belediyesine bağlanmış ve Garipçe Kalesi Müdürlüğüne altındadır. Aralarında öne çıkansa Rumelihisarı. Sarıyer’de 30 dönümlük alanı kaplayan Hisar, bulunduğu mevkiye de adını veriyor. Fatih Sultan Mehmet tarafından, 1452 yılında, İstanbul’un fethinden önce, Boğaz’ın kuzeyinden gelebilecek saldırı ve yardımları engellemek amacıyla, dört ay gibi kısa bir sürede inşa ettirildi. Bu eser, 1394’te Sultan I. Beyazıt’ın yaptırdığı Anadoluhisarı’nın tam karşısında ve İstanbul Boğazı'nın en dar ve akıntılı kısmında konumlanıyor.

Rumelihisarı'nın adı Fatih vakfiyelerinde “Kulle-i Cedide”, Neşri tarihinde “Yenice Hisar”; Kemalpaşazade, Aşıkpaşazade ve Nişancı tarihlerindeyse “Boğazkesen Hisarı” olarak geçiyor. Yapımda kullanılan keresteler İzmit ve Karadeniz Ereğlisi'nden, taşlar Anadolu'nun değişik yerleri ve çevredeki harap Bizans yapılarından elde edilmiş. Bu anıt yapı, 1953 yılında büyük bir restorasyon geçirerek müze olarak düzenlendi ve 1968’te ziyarete açıldı. Bu sırada eklenen açık tiyatro yapısında günümüzde etkinlikler düzenlenmemektedir. Tiyatro sahnesinin bulunduğu yere Rumelihisarı’nın inşası sırasında yapılan fakat daha sonra yıkılan cami orjinaline uygun olarak 2014 yılında yeniden yapılmıştır. etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.

“Dağ Kapısı”, “Dizdar Kapısı”, “Hisarpeçe Kapısı” ve “Sel Kapısı” olmak üzere dört esas ve “Mezarlık Kapısı” adlı bir tali kapısı var. “Saruca Paşa”, “Halil Paşa”, “Büyük Zağanos Paşa” ve “Küçük Zağanos Paşa” adlı dört büyük kulesiyle, irili ufaklı toplam 17 adet kulesi bulunuyor. Müzede sergi salonu ve depo olmadığı için savaş topları, gülleler ve Haliç'i kapattığı söylenen zincirin bir parçasından oluşan eserler bahçede sergileniyor. Yemyeşil bahçesinden nefes kesen Boğaz manzarası izlemek bile ziyaret için yeterli bir sebep.

Bozdoğan Su Kemeri

Kemeri olarak da anılır. Fatih ilçe sınırları içerisinde Saraçhane bölgesinde yer alır.
Bozdoğan Su Kemeri, tamamı 250 kilometre civarında olan bir su taşıma sisteminin parçasıdır. Antik dönemin en büyük su kanalı tesislerinden olan Valentin Su Kemeri, Konstantinopolis’in toplam 1 milyon metreküp olan su depolarını (sayısız yer altı sarnıcı ve açık havuzlar) dolduruyordu.
İstanbul tarih boyunca su sıkıntısı çeken bir kent oldu. Bilhassa imparatorluk başkenti olduktan sonra inşa edilen birçok büyük kamu binası, saraylar, nüfusun artması ve tabi hamamlar, su ihtiyacını had safhaya çıkardı.
Kendisi son derece tecrübeli bir yönetici olan İmparator Konstantin bu durumdan mütevellit, şehri başkent yapmasıyla birlikte bir su kemerinin inşasına da başladı. İnşaatın başlangıç zamanı kesin olarak bilinemiyor. Bu nedenle Konstantin’in hüküm sürdüğü 306 ve 337 yılları arasında bir tarih olduğu kabul ediliyor zira inşaatı onun başlattığından tarihçiler eminler. Emin oldukları bir diğer husus ise Konstantin’in ömrünün bu kemeri bitirmeye vefa etmediği ve yarım kalan işi İmparator Valens’in tamamladığıdır. Zaten bundan dolayıdır ki Roma halkı o dönem kemeri, Valens Su Kemeri olarak anmaya başladı. Günümüzde her iki isimde kullanılmakla birlikte Bozdoğan Kemeri adı biraz daha yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kemere Roma döneminde çeşitli eklemeler ve bakımlar da yapıldı. Bunlar arasında belki de en önemlileri, Jüstinyen döneminde yapılanlardır. 1.Jüstinyen, Bozdoğan Su Kemeri’ni, Roma döneminde İstanbul’un en büyük su deposu olan Yerebatan Sarnıcı ile ondan sonra gelen Binbirdirek Sarnıcı’na bağlamıştı. Ayrıca 1.Theodosius da MS 328 yılında, Konstantinopolis’i çok ciddi bir şekilde etkileyen kuraklığın ardından şehre yeni bir kemer yaptırmıştı.

Yoros Kalesi

İstanbul’un yeşile bakan yüzü ve Karadeniz’e açılan nokta Anadolu Kavağı’nın en tepe noktasında bulunan Yoros Kalesi, İstanbul’daki tek Bizans kalesidir. Genellikle Ceneviz Kalesi adıyla bilinen, kaynaklara göre aslında bir Bizans Kalesi olduğu kesin olan Yoros Kalesi, 13 ve 14. yüzyıllarda inşa edildi. Yoros Kalesi’nin bu isminin Hieron’dan (kutsal yer) geldiği söylense de Zeus’un sıfatı olan Ourius’dan (uygun rüzgarlar) alındığı da iddia edilmektedir.

Yeşilin ve mavinin buluştuğu Anadolu Kavağı’nın tepesindeki kale, Bizans'ın gerilemesiyle birlikte bir dönem Cenevizlerin, ardından da İstanbul’un fethinden hemen önce 1391 yılında Türklerin hakimiyetine geçti. Türklerin eline geçmesinin ardından Yoros olarak adlandırılan kale, Karadeniz’e hakim bir arazide 500 metre uzunluğa sahip iki tepe üzerine konumlanmaktadır. Kalenin genişliği 60 ile 130 metre arasında değişmektedir. Kalede yaygın bir kullanım yeri bulmuş olan tuğlalar kare ve dikdörtgen şeklinde olup kare tuğlaların kenar uzunlukları 30-37cm, kalınlıkları da 3-4,5cm arasında değişiklikler göstermektedir. Dikdörtgen tuğlaların boyutları ise kare şeklindeki tuğlaların yarısı kadardır. Kalenin en gösterişli yeri çifte kulelerdir. Kuleler 6-7 sıra tuğla örgüsü üzerine ve 3-4 sıra çeşitli kesme taşlarla örülerek inşa edilmiştir. Aynı sistemin kalenin orijinal duvar örgülerinde de uygulandığı izlenmektedir. Burçlarda tuğla örgüler yaklaşık 60-70cm, taş örgü ise 95-110cm yüksekliğine sahiptir. Bu örgü sisteminin bazı burçlarda devam etmemesi, bunların farklı dönemlerde inşa edildiğini ya da onarıldığını göstermektedir. Kalede kullanılan tuğlaların renkleri de çeşitlilik göstermektedir. Kırmızımsı renkte tuğlalar yaygın olmakla birlikte pembemsi ve yer yer devetüyü sarısı renkte tuğlaların varlığı da dikkati çekmektedir.

Anadolu Hisarı

Anadolu Hisarı, İstanbul'un Anadoluhisarı semtinde, Göksu Deresi'nin İstanbul Boğazı'na döküldüğü yerdedir. Anadolu hisarı, 7.000 metrekarelik bir alan üzerine, Boğazın en dar noktası olan 660 metre mesafedeki bölgesine 1395 yılında, Yıldırım Beyazıt tarafından inşa edilmiştir.

Küçüksu Kasrı

Boğaziçi’nde, Küçüksu ile Göksu Derelerinin arasındaki alanda bulunan Küçüksu Kasrı’nın bulunduğu yörenin yerleşim tarihi Bizans dönemine dek inmektedir. Osmanlı döneminde padişahın has bahçelerinden biri olan Küçüksu ve çevresini, Sultan IV. Murad’ın (1623-1640) çok sevdiği ve buraya “Gümüş Selvi” adını verdiği bilinmektedir. 17. yüzyıldan başlayarak çeşitli kaynaklarda “Bağçe-i Göksu” adıyla geçen yörede, özellikle 18. yüzyıldan başlayarak yoğun bir yapılaşma izlenmektedir. Sultan I. Mahmud (1730-1754) döneminde Divitdâr Emin Mehmed Paşa, padişah için bu Hasbahçe’nin deniz kıyısına iki katlı ahşap bir saray yaptırmış, bu yapı Sultan III. Selim (1789-1807) ve Sultan II. Mahmud (1808-1839) dönemlerinde de onarılarak kullanılmıştır. Sultan Abdülmecid (1839-1861) dönemi, özellikle saray ve kasır mimarlığında Batılı biçimlerin tercih edildiği yıllardır. Sultan Abdülmecid, Dolmabahçe ve Ihlamur yapılarında olduğu gibi Küçüksu Kasrı’nın bulunduğu alanda da eski ve ahşap yapıyı yıktırarak, yerine bugünkü kasrı yaptırmıştır. 1857 yılında yapımı tamamlanan Küçüksu Kasrı, 15 x 27 m. bir alan üzerine yığma tekniğiyle ve kâgir olarak yapılmıştır. Bodrumuyla birlikte üç katlı olan kasrın bodrum katı; kiler, mutfak ve hizmetkârlara ayrılmış, diğer katlarsa bir orta mekâna açılan dört oda biçiminde düzenlenmiştir. Bu özelliğiyle geleneksel Türk Evi plan tipini yansıtan yapı, genellikle dinlenme ve av amaçlı olarak kullanılan bir “biniş kasrı” niteliğindedir. Devlete ait diğer saray yapılarının tersine yüksek duvarlarla değil, dört yönde kapısı olan ve döküm tekniğiyle yapılmış zarif demir parmaklıklarla çevrilidir. Sultan Abdülaziz (1861-1876) döneminde cephe süslemeleri elden geçirilerek zenginleştirilmiştir. Kabartmalarla süslü ve hareketli deniz cephesinde, bu cepheye yaslanmış şadırvanlı küçük havuzunda ve merdivenlerinde Batılı süsleme motifleri kullanılmıştır. Oda ve salonlar değerli sanat eserleriyle döşenmiş, Avrupa’dan sipariş edilen mobilyalara yer verilmiştir. Alçı kabartma ve kalemişi süslemeli tavanları, bir şömine müzesini andıran birbirinden farklı renk ve biçimde İtalyan mermerleriyle yapılmış şömineleri, her bir odada ayrı süslemeli ve ince işçilikli parkeleri, Avrupa üsluplarındaki mobilyaları, halı ve tablolarıyla zengin bir sanat müzesi niteliğindeki Küçüksu Kasrı’nın, Cumhuriyet döneminde bir süre devlet konukevi olarak kullanılmış olduğu bilinmektedir. 1992 yılında başlatılan kapsamlı bir restorasyon projesiyle Küçüksu Kasrı’nın denize kayması engellenerek, 1996 yılında yeniden müze-saray olarak ziyarete açılmıştır. Kasrın hemen yanı başındaki iskele, çeşme meydanı ve özgün bahçenin geçmişte olduğu gibi halkın eğlenip dinlenebildiği bir mesire kimliğine kavuşturulması amacıyla çeşme civarında ziyaretçilere kafeterya hizmetleri verilmekte, genişletilen rıhtım ulusal ya da uluslararası nitelikteki resepsiyonlara tahsis edilebilmektedir.

Yedikule Zindanları

Yedikule, aslında adı gibi bir zindan oluşturmak amacı ile değil, Bizans'a misafir gelen kralları ve yabancı sarayların mensuplarını ihtişamlı bir şekilde karşılamak için yapıldı. Türk Tarih Kurumu'nun yaptığı araştırmalara ve elde edilen tarihi verilere göre, başlıkta belirtilen Altın Kapı'yı bir zafer takı olarak dönemin Bizans İmparatoru Theodosius inşa ettirdi. Theodosius'tan sonra tahta geçen oğlu da dört tane yüksek gözlem kulesinden oluşan bir kaleyi kapı ile birleştirdi.

Genç Osman Kulesi
Bu kulenin Osmanlı tarihinin en genç padişahlarından Genç Osman'ın adını alma nedeni aslında padişahın katledildiği yerin bu bölgenin ikinci katında olmasıdır...

Cephanelik Kulesi
Adından da anlaşılacağı gibi devlete bağlı olduğu süreçte cephane deposu olarak kullanılmıştır. Ayrıca iki hapishane dışında devlet suçlularının hapsedildiği zindanlardan da birisiydi. Yapıyı ziyaret ettiğinizde kirişle tutturulmuş ahşap katları görebilirsiniz.

III. Ahmet Kulesi
Bu kule günümüze kadar dayanamamış ve depremlerle yıkılmıştır. Devrimci padişah III.Ahmet'in adını almasının sebebi yapım ve onarımına bu padişah tarafından büyük katkı yapmış ve katlarının kirişlerle tutturulmasını sağlamış olmasıdır.

Hazine Kulesi
Hemen üstteki başlık Yedikule Zindanları'nın Kronolojisi'nde de göreceğiniz gibi bu hisar bir dönem hazinelerin muhafaza edildiği yerdi. Devletin sahip olduğu bu hazine, Hazine Kulesi'nde tutulurdu. Fakat daha sonra III. Murat döneminde hazine saraya aktarıldı. Kulenin tarihindeki bir diğer olay ise, hemen yanında bulunan Yanan Kasır köşkünde çıkan yangından etkilenmesi fakat daha sonra onarılmasıdır. Köşkün "yanan" sıfatını almasının sebebi de bu yangındır.

Zindan Kulesi
Kitabeler Kulesi adıyla da anılır. Zindan olarak kullanılan iki kuleden birisidir. İçinde bulunan ahşap katlar çıkan yangınlarda yanarak hasar görmüştür.

Top Kulesi
Yangında yanan bir diğer kuledir. Hapishane olarak da kullanılmıştır.

Bayrak Kulesi
Altın Kapı'nın üstündeki kuledir. Yedi kule arasında en sağlam olanıdır. Sancağın dalgalandığı yer olması nedeniyle yeniçeriler burada nöbet tutardı. Sağlamlığını günümüzde de korumaktadır.

Dolmabahçe Sarayı

Dolmabahçe Sarayı’nın bulunduğu Beşiktaş sahil bölgesi, geçmişte Boğaziçi’nin koylarından biri olarak gemicilik faaliyetlerine sahne olmuş bir alandır. Antik çağlardan itibaren gemilerin sığındığı doğal liman olan bu koy, Bizans Dönemi’nde de yöneticilerin ilgisine mazhar olmuş ve bu bölgede kraliyet sarayları inşa edilmiştir.
Osmanlı Dönemi’nde donanma gemilerinin demirlendikleri ve denizcilik törenlerinin yapıldığı bir liman olarak işlev gören sahil bölgesi 16. yüzyılda doldurulmasıyla beraber “dolmabağçe” adını almıştır. Resmi ikametgâh Topkapı Sarayı olmasına karşın “dolmabağçe” bölgesi de giderek tercih edilen ziyaret yerlerinden biri olmuş, padişaha ve hanedana ait hasbahçe olarak kullanılmaya başlanmıştır. 19. yüzyıla kadar bu hasbahçe üzerinde inşa edilen köşk ve kasırlar topluluğuna “Beşiktaş Sahil Sarayı” adı verilmişti. 19. yüzyılda ise, çağın yenilenme ve modernleşme rüzgârının etkisi Osmanlı’nın kültürüne, yönetimine yansıdığı kadar saraylarına da yansımaktaydı. Bu yenileşme rüzgârının ortaya çıkardığı en görkemli eser ise bugün İstanbul’un en büyük üçüncü saray yapısı olma ünvanına da sahip olan Dolmabahçe Sarayı’dır.
Sultan Abdülmecid Dönemi (1839-1861), Beşiktaş Sahil Sarayı yapılarının işlevsellik açısından eksik kaldığının hissedildiği bir dönemdir. Bu yapılar yıktırılarak yerine Dolmabahçe Sarayı’nın yaptırılmasına karar verilir. 13 Haziran 1843 yılında inşasına başlanan Dolmabahçe Sarayı, 7 Haziran 1856’da kullanıma açılmıştır. 110 bin metrekarelik bir alanda, Boğaz’a nazır muhteşem bir manzaranın hakimi konumda yer almaktadır.

Kuleli Askeri Lisesi

Kuleli Askerî Lisesi, Üsküdar Çengelköy Boğazı kıyısında yer alan askeri bir okuldur. Okulun amacı Türk Silahlı Kuvvetlerine mevcut subay ve Kara Harp Okuluna kaynak teşkil edecek öğrenci yetiştirmektir. Silahlı Kuvvetlerimizin subay adaylarını yetiştiren Kuleli Askerî Lisesi, 21 Eylül 1845 tarihinde “Mekteb-i Fünun-u İdadi” ismi ile Dolmabahçe Çinili Köşk’te öğretime açılmıştır.
1846-1872 yılları arasında Maçka ve Harbiye kışlalarında eğitimine devam eden Mekteb-i Fünun-u İdadi, 1872 yılında Kuleli kışlasına taşındı ve Kuleli Askerî İdadisi adını aldı.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın başlaması ile Pangaltı’daki Harbiye kışlasına nakledildi. Savaşın sona ermesi ile 1879’da tekrar Kuleli kışlasına döndü.
1912-1913 Balkan Harbi sırasında, hastane şekline dönüştü ve öğrencilerin bir kısmı, Adile Sultan Sarayı'na, bir kısmı da Beylerbeyi Sarayı’nın yanındaki binalara nakledildi.
1913 yılı sonunda tekrar bugünkü binasında öğretime başlayan Kuleli Askerî Lisesi, Temmuz 1920’de İngilizlerin talebi üzerine binasını tahliye ederek, sırasıyla Kâğıthane’deki çadırlarda, Maçka Kışlası ve Beylerbeyi Sarayı yanındaki binalarda öğretime devam etti.

Kız Kulesi

Kız Kulesi, MÖ 5.yy’da Yunanlar tarafından İstanbul Boğazı’nın Üsküdar Salacak sahiline yakın bir noktaya kurulmuştur. Üsküdar’da, Roma İmparatorluğu’ndan kalma tek mimari eserdir. Tarih boyunca farklı amaçlarla kullanılmış ve hakkında çokça rivayetler üretilmiştir. Şimdi biz de önce tarihine sonra efsanelerine bir göz atalım.
Haldun Hürel, yaptığı araştırmalara dayanarak “sala” kelimesinin köy anlamında kullanıldığını ifade eder. Salacak ise küçük köy – şirin köy anlamındaki “salacık”tan türemiş. Yani muhtemelen burası geçmiş dönemde küçük bir köy idi. Kız Kulesi’ne de daha ziyade bu köyden ulaşılıyordu, tıpkı bugünkü gibi.
Antik Dönemde Kayalıklar
Resmi kaynakları baz alan tarihçiler, Kız Kulesi’nden ilk defa MÖ 400’lü yıllarda bahsedildiğini belirtirler. Bilindiği kadarıyla deniz ticareti için bir gümrük noktası olarak kurulmuştur. Kuran ise Atinalı bir komutandır. Atina, o dönem önemli ve bölgede hakim bir Yunan şehir devleti idi. Yüzyıllar boyunca bu küçük kayalığın, kendisine yüklenen bu görevi yerine getirdiği bilinen bir gerçektir. Bununla ilintili bir de efsane vardır, aşağıda anlatacağım.
Yalnız şunu belirtmekte fayda var, Kız Kulesi, hakkında çokça söylenti ve rivayet olan fakat kesin bilgisi en az olan İstanbul eseridir. Bunu şunun için belirtiyorum, burasının bir dalga kıran olarak inşa edildiğini iddia eden tarihçiler de var. Tabi en çok kabul gören bilgi, yukarıda yazdığım ilk anlatıdır.
Roma Devrinde Kız Kulesi
Yüzyıllar sonra yani Byzantion, Konstantinopolis olduktan sonra buraya ilk kule dikilir. Romalı tarihçilere göre bu ilk kuleyi yaptıran kişi, Roma tarihinde önemli bir hanedanlık olan Komnenos hanedanından, İmparator Manuel Komnenos’tur (1143 – 1180). Bazı kaynaklarda kulenin yapım tarihi olarak 1110 denir fakat bu Aleksios Komnenos dönemine denk gelir ki onun dönemini anlatan tarihçiler, Kız Kulesi’nden hiç bahsetmezler.
İmparator Manuel’in bu kuleyi yaptırmasında 2 neden vardı: İstanbul Boğazı’nı denetim altına almak ve ticari gemilerden vergi almak. Bunu desteklemek için de kule ile Avrupa sahili arasına kalın bir zincirin çekildiği, zincirin batmaması için onlarca sal kullanıldığı yazılır. Bir anlatıda ise ilk kulenin, tüm çabalara rağmen zincirin ağırlığını kaldıramadığı ve yıkıldığı söylenir.
Boğazın kontrol altına alınması amacıyla dedim ama burada şunu hatırlatayım; Kız Kulesi, İstanbul’un fethi esnasında önemli bir görev üstlenmemiştir. Yalnızca Venedikli bir komutanın emrinde küçük bir birlikle istihkam edilmiş. Zira son birkaç yüzyıldır bozulan Roma maliyesi, kulenin önem kaybetmesine neden olmuştu. Bu nedenle o meşhur zincir, 1453 yılında Haliç’e çekilmiştir.
Roma devrinde kule, tıpkı Osmanlılarda da olacağı gibi zaman zaman bir sürgün ve tecrit yeri olarak kullanılmıştır. Şehirde yaşayan Romalılar ise kule hakkında pek çok hikaye anlatmış ve efsaneler türetmişler. Hatta kuleye dönem dönem bu hikayelere göre isimler vermişlerdir. Bunlara aşağıda değineceğim.
Osmanlı İmparatorluğu’nda Kız Kulesi
Osmanlılar Kız Kulesi’ne “imparatorluk” sıfatıyla birlikte sahip oldular. Yani gücünün doruk noktasına yaklaşırken! Dolayısıyla ne şehri fetheden Fatih Sultan Mehmet Han ne de diğer padişahlar burayı savunma amaçlı kullanmadı. Zaten Rumeli ve Anadolu Hisarları varken gerek de yoktu.
Fatih dönemi tarihçileri, burada sultanın emriyle yeni bir kule yapıldığını yazarlar. Ne amaçla kullanıldığını kesin olarak öğrenemedim. Muhtemelen yine gümrük kulesi olarak vazife yapmış olmalı. Bu kule, zaman zaman diğer yazılarımda da hatırlattığım ve İstanbulluların “Küçük Kıyamet” dedikleri 1509 depreminde zarar görmüş. Yine bir çok eseri onaran dönemin meşhur mimarı Hayrettin tarafından onarılmış. Bundan yaklaşık 200 yıl sonra ise fener olarak kullanılmaya başlandı. Bu seferde kullanılan kandil yağı nedeniyle tutuştu ve yandı. Yerine yapılan yeni kule ise kagir olarak inşa edildi.
Kız Kulesi, çeşitli dini ve diplomatik törenlerde top atışı için de kullanıldı. Kimi Sultanlar ise burayı bir seyir mekanı ya da dinlenme alanı olarak kullandılar. Bir hikayeye göre Sultan 1.Abdülhamit, burada rüzgar ve dalga sesleriyle neredeyse sabahlamıştır. 1.Mahmut ise Kız Kulesi’nde, rüşvet aldığı iddia edilen bir Darüssade ağasını idam ettirmiştir.
Kız Kulesi’nin bana göre en ilginç görevi, 19.yy’da İstanbul’da yayılan bir veba salgını esnasında hastaların tecridi için kullanılması olmuş.
Cumhuriyet ve Kız Kulesi
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından hemen önce kule tekrar deniz feneri olarak kullanılmaya başlandı. 1940’larda zemini sağlamlaştırıldı. 1980’lerin başında askeri amaçlı radar istasyonu olarak görev yaptı. Şu anda ise özel bir şirket tarafından seyir mekanı ve restoran olarak işletilmektedir.

Sultan Ahmet Cami

İstanbul’un en ünlü camisi hangisidir diye sorarsanız, pek çok kişiden Sultanahmet Camii yanıtını alırsınız. Tüm dünyanın Mavi Cami (Blue Mosque) adıyla tanıdığı Sultanahmet Camii, 6 minaresi ve içini süsleyen mavi İznik çinileriyle ünlü.
Osmanlı Padişahı I. Ahmet tarafından 1609-1617 yılları arasında Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa’ya yaptırılan Sultanahmet Camii, Ayasofya’nın tam karşısında yer alıyor ve güzelliğiyle ona meydan okuyor. Klasik Osmanlı mimarisinin en önemli eserlerinden biri olan Sultanahmet Camii, ihtişamını büyüklüğünden değil zarafetinden alıyor.

Büyük Mecidiye Cami

Büyük Mecidiye Camii ya da halk arasında bilinen adı ile Ortaköy Camii, İstanbul Boğaziçi’nde Beşiktaş ilçesinin, Ortaköy semtinde sahilde bulunan Neo Barok tarzında bir camiidir. Cami, Sultan Abdülmecid tarafından Mimar Nigoğos Balyan’a 1853 yılında yaptırılmıştır. Oldukça zarif bir yapı olan cami Barok üslubundadır.

Eminönü Cami

Eminönü’nde denizin kıyısında yer alan Yeni Cami ya da Valide Sultan Camii’nin inşasına 1597 yılında Sultan III. Murat’ın eşi Safiye Sultan’ın emriyle başlanmış ancak 1665’te zamanın padişahı IV. Mehmet’in annesi Turhan Hatice Sultan’ın bağışlarıyla tamamlanmış.
Aslında 400 yıllık olan cami, Süleymaniye ve Sultanahmet camilerinden sonra inşa edildiği için “Yeni Cami” adıyla anılmaya başlanmış.
Yeni Cami, iç mimarisi Süleymaniye ve Sultanahmet camilerininki kadar başarılı olmasa da hala İstanbul’da gezilecek en popüler camilerden biri. İstanbul’un siluetini çizen önemli simgelerden biri olan Yeni Camii, güvercinleriyle de ünlü. Eminönü’ne yolu düşenler için Yeni Cami’nin önünden kuşlara yem atmak, adeta bir geleneğe dönüşmüş.

İstanbul Havalimanı Araç Kiralama

İstanbul'u kiralık araç ile keşfet. Tıkla & Kirala!
İstanbul Havalimanı'ndan araç kiralama işlemi oldukça yaygındır ve birçok ulusal ve uluslararası araç kiralama şirketi bu hizmeti sunmaktadır. İşte İstanbul Havalimanı'ndan araç kiralama yapmak için adım adım bir rehber:

İhtiyaç Analizi:
İlk adım olarak, ne tür bir araca ihtiyacınız olduğunu belirleyin. Kaç kişi olacaksınız, ne kadar bagaj alanına ihtiyacınız var, ne tür bir yolculuk yapacaksınız gibi faktörleri göz önünde bulundurun.

Online Araştırma ve Rezervasyon:
İlk adım olarak, çeşitli araç kiralama şirketlerini online olarak araştırın. Farklı şirketlerin fiyatları, araç modelleri ve sundukları hizmetler konusunda bilgi edinin. İstanbul Havalimanı'nda birçok ulusal ve uluslararası araç kiralama şirketi bulunmaktadır. İnternet üzerinden rezervasyon yaparak farklı seçenekleri değerlendirin.

Fiyat Karşılaştırması:
Farklı şirketlerin fiyatlarını karşılaştırarak bütçenize uygun bir seçenek bulun. Dikkat etmeniz gereken noktalar arasında sigorta kapsamı, ek ücretler ve yakıt politikası yer alabilir.

Rezervasyon Yapma:
İnternet üzerinden seçtiğiniz araç kiralama şirketi ile rezervasyon yapın. Rezervasyon yaparken teslim ve iade tarihlerinizi doğru girdiğinizden emin olun. Seçtiğiniz araç kiralama şirketi ile rezervasyon yapın. İstanbul Havalimanı'nda genellikle çeşitli şirketlere ait ofisler bulunmaktadır. İnternet üzerinden önceden rezervasyon yapmak size hem zaman kazandırır hem de fiyat avantajı sağlayabilir.

Sigorta Seçenekleri:
Araç kiralarken sigorta seçeneklerini gözden geçirin. Kasko, hırsızlık sigortası ve üçüncü şahıs sorumluluk sigortası gibi seçenekleri değerlendirin. Sigorta koşullarını anlamak önemlidir.

Belgelerinizi Hazırlayın:
Araç kiralama işlemi için genellikle ehliyet, kimlik belgesi ve kredi kartı gibi belgelere ihtiyaç duyulur. Bu belgeleri yanınızda bulundurduğunuzdan emin olun.

Araç Teslim ve İade Koşulları:
Araç kiralama şirketinin teslim ve iade koşullarını dikkatlice okuyun. Havalimanı içinde veya dışında farklı teslim noktaları olabilir. Gecikme durumunda cezaları ve ek ücretleri de göz önünde bulundurun. Kiraladığınız aracı zamanında ve belirlenen yerde iade edin. Araç iade işlemi sırasında yakıt seviyesini kontrol edin ve aracın temizliğine dikkat edin.

Araç Kontrolü:
Araç teslim alınmadan önce mevcut hasarları kontrol edin ve varsa şirket yetkilisine bildirin. Bu, aracı teslim ettiğinizde herhangi bir sorun yaşamamak için önemlidir.

Yakıt Politikası:
Yakıt politikasını anlayın. Bazı şirketler aracı tam depo ile teslim almanızı ister, ancak boş teslim etmeniz gerekir. Bu konuda bilgi sahibi olmak önemlidir.

Havalimanında Araç Teslim Alımı:
Havalimanına vardığınızda araç kiralama ofisine gidin. Rezervasyonunuzu onaylayın ve aracınızı teslim almadan önce mevcut hasarları kontrol edin. Eksiklik veya hasar varsa şirket yetkilisine bildirin.

Yol Tarifi ve Kurallar:
Araç kiralama şirketinin size verdiği araçla ilgili önemli bilgileri dikkatlice okuyun. Yol tarifi, trafik kuralları ve araç kullanımı ile ilgili bilgileri gözden geçirin.

Fatura ve İtirazlar:
İade işleminden sonra alınan faturayı kontrol edin. Herhangi bir anlaşmazlık veya itiraz durumu varsa hemen şirket yetkililerine bildirin ve gerekli adımları atın.

Araç kiralama işleminizi bu adımları takip ederek gerçekleştirebilir ve İstanbul'un çevresindeki güzellikleri keşfetmek için özgürlüğün tadını çıkarabilirsiniz. Yolculuğunuzun keyifli ve güvenli olması dileğiyle!

IST / İstanbul Havalimanı

İstanbul Havalimanı: Avrupa ve Asya'yı Buluşturan Ulaşım Noktası
İstanbul, tarih boyunca stratejik konumuyla dikkat çeken bir şehir olmuştur. Bu stratejik konumunun bir yansıması olarak İstanbul, hem Avrupa hem de Asya kıtalarını birleştiren birçok ulaşım noktasına ev sahipliği yapmaktadır. İstanbul Havalimanı, bu önemli şehrin ulaşım ağındaki son büyük eklemelerden biridir.

Tarihçe:
İstanbul Havalimanı'nın temeli 2014 yılında atıldı ve ardından hızla gelişen bir inşaat sürecine girdi. Türkiye'nin büyüyen ekonomisi ve artan hava trafiği göz önüne alındığında, yeni bir uluslararası havalimanının gerekliliği ortaya çıktı. 29 Ekim 2018 tarihinde resmi olarak açılan İstanbul Havalimanı, sadece Türkiye'nin değil, dünya genelindeki havacılık sektörünün dikkatini çekti.

Altyapı ve Kapasite:
İstanbul Havalimanı, 76.5 milyon metrekarelik bir alana yayılmış olup, dünya genelindeki en büyük havalimanlarından biridir. Bu devasa alanda, 6 adet pist, 16 taksi yolu ve 1.4 milyon metrekarelik bir iç terminal bulunmaktadır. Yılda 200 milyon yolcu kapasitesine sahip olan havalimanı, bu özelliğiyle dünyanın en yoğun havalimanları arasında yer almaktadır.

Teknoloji ve Modern Tasarım:
İstanbul Havalimanı, sadece büyüklüğüyle değil, aynı zamanda modern tasarımı ve teknolojik altyapısıyla da öne çıkmaktadır. Akıllı bilet kontrol sistemleri, yüksek hızlı Wi-Fi bağlantısı, geniş alışveriş ve dinlenme alanları, terminal içindeki yolculara konforlu bir seyahat deneyimi sunmaktadır. Ayrıca, çevre dostu uygulamalar ve enerji verimliliği konularında da öncü bir rol üstlenmiştir.

Ulaşım Kolaylığı:
İstanbul Havalimanı, şehir merkezine ve çevresindeki bölgelere ulaşımı kolaylaştırmak için çeşitli ulaşım seçeneklerine ev sahipliği yapmaktadır. Havalimanına metro, otobüs ve taksi gibi toplu taşıma araçlarıyla rahatlıkla ulaşım sağlanabilir.

İstanbul Havalimanı, Türkiye'nin küresel ölçekteki hava trafiğindeki rolünü güçlendiren bir yapıdır. Modern tasarımı, geniş altyapısı ve stratejik konumuyla İstanbul, dünya çapında önemli bir havacılık merkezi olma yolunda ilerlemektedir. Bu havalimanı, sadece bir ulaşım noktası olmanın ötesinde, Türkiye'nin küresel ekonomiye entegrasyonunda da kilit bir rol oynamaktadır.

IST Kiralık araç ile Avrupa ve Asya kıtasını keşfe çık!

İstanbul Havalimanı'ndan kiraladığınız araç ile birçok ilginç ve tarihi mekanı keşfetme fırsatınız var. İstanbul, tarih, kültür, ve modern yaşamın birleştiği bir şehir olduğu için keşfedilecek birçok ilginç yer bulunmaktadır. İşte İstanbul'da ziyaret edebileceğiniz bazı önemli yerler:

Sultanahmet Meydanı ve Ayasofya:
Osmanlı ve Bizans İmparatorluklarının izlerini taşıyan bu bölge, tarih kokan sokakları, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii ve elbette Ayasofya gibi önemli tarihi yapıları içermektedir.

Boğaziçi Sahil Yolu:
Boğaz kıyısında keyifli bir sürüş yapabilir ve kıyı boyunca yer alan güzel kafelerde dinlenebilirsiniz. Boğaziçi Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü görmeden geçmeyin.

Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı:
Alışveriş severler için ideal olan Kapalıçarşı, dünyaca ünlü bir çarşıdır. Mısır Çarşısı ise baharatlar, hediyelikler ve taze ürünlerle dolu renkli bir çarşıdır.

Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi:
Modern yaşamın kalbinin attığı bu bölge, alışveriş, yeme içme ve eğlence seçenekleriyle doludur. Galata Kulesi'ni ziyaret etmeyi unutmayın.

Ortaköy:
Boğaz kıyısında bulunan Ortaköy, tarihi Ortaköy Camii, güzel kafeleri ve sokak pazarları ile ünlüdür. Buradan Boğaz manzarasını izlemek oldukça keyifli olacaktır.

Beyoğlu ve Galata:
Sanat galerileri, butik mağazalar, kafeler ve gece hayatı ile ünlü bu bölgeyi gezebilir, Galata Kulesi'nden İstanbul'un panoramik manzarasını görebilirsiniz.

Sarıyer ve Anadolu Kavağı:
Boğaz'ın kuzeyinde yer alan bu bölge, deniz ürünleriyle ünlüdür. Sarıyer'de balıkçı pazarlarını ziyaret edebilir, Anadolu Kavağı'nda tarihi Yoros Kalesi'ni görebilirsiniz.

İstanbul, zengin tarih ve kültürel mirası, benzersiz manzaraları ve canlı atmosferiyle dolu bir şehirdir. Araba kiralayarak şehri özgürce keşfetmek, size kendi tempoda gezi yapma imkanı sağlayacaktır. Ancak, İstanbul'un yoğun trafik koşullarını ve park yeri sorunlarını göz önünde bulundurmak önemlidir. Trafik durumunu takip etmek ve uygun park yerleri bulmak için yerel navigasyon sistemlerini veya harita uygulamalarını kullanmanızı öneririm.

Sabiha Gökçen Havalimanı Araç Kiralama

SAW Havalimanından kiraladığınız aracın avantajları
Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan kiralayacağınız araç size birçok avantaj sunabilir, ancak dikkate almanız gereken bazı önemli faktörler bulunmaktadır. İşte kiralık araç seçerken odaklanmanız gereken bazı unsurlar:

Ulaşım Kolaylığı:
Havalimanından kiralayacağınız araç, şehir içindeki ulaşımınızı kolaylaştırabilir. Ancak trafik durumu, park yeri bulma gibi faktörleri göz önünde bulundurarak aracınızı seçmelisiniz.

Kira Bedeli ve Sigorta Koşulları:
Fiyat politikalarını karşılaştırarak en uygun fiyatlı ve size uygun sigorta koşullarına sahip bir araç seçmeye özen gösterin. Sigorta kapsamları, hasar durumları ve ek ücretler konusunda detaylı bilgi edinin.

Araç Tipi:
Seyahatinizin türüne göre uygun araç tipini seçmelisiniz. Örneğin, aile ile seyahat ediyorsanız daha geniş bir araç tercih edebilirsiniz. Tek başınıza veya küçük bir grupla seyahat ediyorsanız daha ekonomik bir seçenek düşünebilirsiniz.

Yakıt Politikası:
Kiralama şirketinin yakıt politikasını dikkatlice inceleyin. Bazı şirketler "full to full" politikası benimser, yani aracı kiralarken depoyu doldurursunuz ve aynı şekilde iade edersiniz. Diğer şirketler ise aracı belirli bir ücret karşılığında doldurulmuş olarak sunabilir.

GPS ve Diğer Ekstralar:
Gerekirse, araca GPS, çocuk koltuğu veya kar lastiği gibi ekstralar ekleyebilirsiniz. Bu tür ekstraların kullanılabilirliğini ve ücretini kontrol edin.

Kiraya Alma ve İade Koşulları:
Araç kiralama ve iade prosedürlerini öğrenin. Havalimanından aracı almak ve iade etmek kolay olmalıdır. Ayrıca, aracın teslim edilmesi gereken tarih ve saati unutmamaya özen gösterin.

Müşteri Yorumları:
Kiralama şirketinin müşteri yorumlarına göz atarak, diğer müşterilerin deneyimlerini değerlendirin. Olumlu geri bildirimlere sahip bir kiralama şirketi seçmek güvenli bir tercih olabilir.

Tüm bu faktörleri dikkate alarak, ihtiyaçlarınıza en uygun aracı seçebilir ve İstanbul'u keyifli bir şekilde gezebilirsiniz.

SAW / İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı

İstanbul'un Hava Trafiğine Modern Bir Giriş Kapısı
İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile ünlü olmasının yanı sıra, büyük ve modern hava limanlarına da ev sahipliği yapmaktadır. Bu limanlardan biri de Sabiha Gökçen Havalimanı'dır. İstanbul'un Anadolu yakasında, Pendik ilçesinde bulunan bu havalimanı, şehre hızlı ve etkili bir hava trafiği sağlamaktadır.

Tarihçe ve İsim Kaynağı
Sabiha Gökçen Havalimanı, Türk havacılık tarihinde önemli bir yere sahiptir. Adını, Türk Hava Kuvvetleri'nin ilk kadın savaş pilotu olan Sabiha Gökçen'den almıştır. Havalimanı, 2001 yılında sivil hava trafiğine açılmış ve o zamandan bu yana hızla büyüyerek İstanbul'un önemli bir hava ulaşım noktası haline gelmiştir.

Modern Altyapısı ve Hizmetler
Sabiha Gökçen Havalimanı, modern altyapısı ve geniş terminal binaları ile yolculara konforlu bir seyahat deneyimi sunmaktadır. Geniş apronları ve güncel teknolojiye sahip bagaj sistemleri ile hızlı ve güvenilir bir hizmet sağlamaktadır.

Havalimanında birçok ulusal ve uluslararası havayolu şirketi tarafından gerçekleştirilen uçuşlar bulunmaktadır. Yıl içinde milyonlarca yolcu ağırlayan Sabiha Gökçen, İstanbul'un hava trafiğine önemli bir katkıda bulunmaktadır.

Ulaşım ve Bağlantılar
İstanbul'un Anadolu yakasında konumlanan Sabiha Gökçen Havalimanı, şehir merkezine ve çevresindeki bölgelere kolay ulaşım imkanları sunmaktadır. Havalimanına ulaşım için çeşitli ulaşım seçenekleri mevcuttur. Toplu taşıma araçları, özel araçlar ve taksi gibi seçeneklerle havalimanına ulaşmak oldukça pratik ve hızlıdır.

Alışveriş ve Dinlenme Alanları
Sabiha Gökçen Havalimanı, geniş bir alışveriş ve dinlenme alanına sahiptir. Yolcular, terminaldeki mağazalarda alışveriş yapabilir, çeşitli restoran ve kafelerde dinlenebilirler. Havalimanındaki duty-free mağazaları, yerel ve uluslararası markaların ürünlerini sunarak yolculara geniş bir yelpaze sunmaktadır.

Sabiha Gökçen Havalimanı, modern altyapısı, etkili hizmetleri ve İstanbul'un hava trafiğine sağladığı katkı ile öne çıkan bir hava limanıdır. Sabiha Gökçen'in adı, Türk havacılık tarihindeki önemli isimlerden birini simgeliyor ve havalimanı, şehre gelen ve şehirden ayrılan yolculara güvenli, konforlu ve keyifli bir seyahat deneyimi sunmayı amaçlamaktadır.

İstanbul Araç Kiralama

İstanbul, tarihi zenginlikleri, kültürel çeşitliliği ve benzersiz manzaralarıyla ünlü bir şehirdir. Bu büyüleyici şehri keşfetmek isteyenler için araç kiralama, özgürlük ve esneklik anlamına gelir. İstanbul'un yoğun trafiği ve geniş coğrafi yapısı, kendi aracınızla şehri gezmeyi daha keyifli hale getirebilir. Araç kiralama, ziyaretçilere turistik yerlere kolay erişim sağlama avantajı sunar. Ayasofya, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Meydanı gibi popüler turistik noktaları gezmek için kendi programınızı yapabilir ve anın tadını çıkarabilirsiniz. Ayrıca, İstanbul'un etkileyici boğaz manzarasını, Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiren köprüleri ve modern alışveriş merkezlerini keşfetmek için özgürce dolaşabilirsiniz.

Geçmişin İzleri

İstanbul, tarihi, kültürel zenginlikleri ve benzersiz coğrafyasıyla dünya üzerinde öne çıkan bir şehir. İstanbul, Türkiye'nin en kalabalık ve önemli şehirlerinden biridir. Hem Asya hem de Avrupa kıtaları üzerine kurulu olmasıyla eşsiz bir konuma sahiptir.

Tarihin ve kültürün buluştuğu şehir İstanbul. binlerce yıllık tarihi ve eşsiz coğrafi konumuyla dünya üzerinde öne çıkan bir metropol. Hem Asya hem de Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan bu eşsiz şehir, tarihi zenginlikleri, kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor.

Tarih ve Kültür:
İstanbul, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Antik dönemde Byzantion olarak bilinen şehir, Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olmuş ve 330 yılında Konstantinopolis olarak yeniden adlandırılarak Roma İmparatorluğu'nun başkenti olmuştur. Daha sonra Bizans İmparatorluğu'nun başkenti olarak önemini sürdüren şehir, 1453 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilerek İstanbul adını almıştır.

İstanbul, bu zengin tarihi mirasıyla birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Ayasofya, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii (Blue Mosque), Süleymaniye Camii gibi mimari harikalar, şehrin tarihini ve kültürünü günümüze taşımaktadır.

Coğrafi Konum:
İstanbul'un coğrafi konumu, Boğaziçi ve Marmara Denizi'ni kucaklamasıyla dikkat çeker. Şehir, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan eşsiz bir konumda bulunmaktadır. Boğaziçi Köprüsü ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü gibi önemli köprüler, bu iki kıtayı birbirine bağlar ve şehri bir köprü görevi görmesini sağlar.

Modern İstanbul:
Günümüzde İstanbul, modern ve dinamik bir metropol olarak kendini göstermektedir. Yüksek gökdelenler, alışveriş merkezleri, sanat galerileri ve lezzetli restoranlar, şehrin modern yüzünü oluşturur. İstanbul, geleneksel ve modern öğeleri bir araya getirerek kendine özgü bir atmosfer sunar.

Lezzet ve Mutfak:
İstanbul mutfağı, zengin ve çeşitli lezzetleriyle ünlüdür. Kebap, baklava, börek gibi geleneksel Türk yemekleri, sokak lezzetleriyle birleşir. Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı gibi tarihi çarşılar, ziyaretçilere alışveriş keyfi yaşatır.

İstanbul, tarih, kültür, coğrafya ve gastronomi gibi birçok yönüyle dünya üzerinde kendine özgü bir konuma sahip bir şehirdir. Bu muazzam şehir, geçmişin izlerini taşıyarak modern dünyaya meydan okur ve ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunar.

İstanbul'un Büyüleyici İlçeleri

İstanbul'un Zengin Mozaikleri: İlçeler ve Çeşitlilik

İstanbul, tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış, kültürel çeşitliliği ve zengin tarihi mirasıyla ön plana çıkan eşsiz bir şehirdir. Bu büyüleyici metropol, sadece tarihi ve kültürel mirasıyla değil, aynı zamanda çeşitli ilçeleriyle de dikkat çekmektedir. İstanbul'un ilçeleri, şehrin geniş coğrafyasında farklı yaşam tarzları, kültürel özellikler ve atmosferler sunarak bu büyük şehri daha da renkli kılmaktadır.

Fatih: Tarihi Kalbin Atış Noktası
İstanbul'un tarihi kalbinde yer alan Fatih ilçesi, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii gibi önemli tarihi ve kültürel yapılarıyla bilinir. Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk başkenti olan bu ilçe, tarih kokan sokakları ve eski İstanbul'un atmosferini hissettiren mekanlarıyla ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunar.

Beşiktaş: Modern ve Canlı
Beşiktaş, İstanbul'un modern yüzünü temsil eden, genç ve dinamik nüfusuyla öne çıkan bir ilçedir. Boğaziçi'nin kıyısında konumlanan Beşiktaş, şık kafeleri, alışveriş caddeleri ve gençlerin akın ettiği eğlence mekanlarıyla bilinir. Aynı zamanda, Beşiktaş Vapur İskelesi'nden kalkan vapurlar, Boğaziçi'nin güzelliklerini keşfetmek isteyenlere harika bir alternatif sunar.

Kadıköy: Anadolu Yakası'nın İncisi
İstanbul'un Anadolu Yakası'nın incisi olarak bilinen Kadıköy, tarihi ve modern öğeleri başarıyla birleştirir. Renkli sokakları, kafeleri, barları ve bohem atmosferiyle ünlüdür. Kadıköy İskelesi, Adalar'a ulaşım için başlangıç noktasıdır, bu da Kadıköy'ü Adalar'a olan bağlantısıyla daha da özel kılar.

Şişli: Alışveriş ve İş Merkezi
İstanbul'un ticaret ve iş dünyasının kalbinde yer alan Şişli, alışveriş merkezleri, gökdelenleri ve iş binalarıyla ünlüdür. Cevahir Alışveriş Merkezi gibi devasa kompleksler, alışveriş tutkunları için çekim merkezidir. Aynı zamanda, Nişantaşı bölgesi, lüks mağazaları ve butikleriyle ünlüdür.

Üsküdar: Asırlık Çınarların Gölgesinde
Boğaziçi'nin güney kıyısında yer alan Üsküdar, tarihi dokusu ve yeşil alanlarıyla bilinir. Kuzguncuk, Beylerbeyi Sarayı gibi sembolik mekanları içinde barındıran Üsküdar, İstanbul'un tarihine doğru bir yolculuk sunar. Asırlık çınarların gölgesinde, Boğaziçi'nin manzarası eşliğinde yürüyüş yapmak, Üsküdar'ın huzur veren atmosferini keşfetmek için harika bir fırsattır.

Adalar, Arnavutköy, Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Esenyurt, Eyüpsultan, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kağıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sarıyer, Silivri, Sultanbeyli, Sultangazi, Şile, Şişli, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar ve Zeytinburnu olmak üzere İstanbul'un 39 ilçesi bulunuyor.

İstanbul'un bu farklı ilçeleri, şehri keşfetmek isteyenlere çeşitli deneyimler sunar. Her biri kendi benzersiz özellikleri ve atmosferiyle, İstanbul'un zengin mozaiklerine katkıda bulunarak bu büyülü şehri daha da renklendirir.

İstanbul'un Ulaşım Noktaları

İstanbul'da toplu taşıma, 5461 kilometrekarelik bir alana yayılan ilin, 14 milyondan fazla nüfusuna toplu taşıma hizmeti veren sistemlerdir. İldeki toplu taşıma işlemleri özel şirketlere ve kamuya ait otobüs ve metrobüs ağları, raylı sistemler, teleferik ağları ve deniz araçlarıyla gerçekleştirilmektedir.

Raylı sistemler;
Tramvay, Füniküler, Banliyö, Marmaray, Metro, Havaray, Planlanan havaray hatları

Kara yolu taşıtlar;
İETT, Metrobüs, Troleybüs

Deniz yolu;
Şehir Hatları, Arabalı vapur, İstanbul Deniz Otobüsleri, Hızlı feribot,
Arabalı vapur, Bursa Deniz Otobüsleri

İstanbul'un Yemek Kültürü

Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan tek şehirdir. Bu benzersiz ve görkemli şehir, eşsiz tatlara da ev sahipliği yapmasıyla oldukça popüler bir konumdadır. Bu sebeple, pek çok kültürle harmanlanmış İstanbul mutfağı, dünya mutfakları arasında da önemli bir yere sahiptir.

İstanbul’un zengin yemek kültürü, Osmanlı Mutfağına kadar uzanıyor. Öyle ki İstanbul mutfağı kuzu, koyun ve dana etli yemekleri ile yiyenlerin bu tatlardan vazgeçememesine neden oluyor. Et yemeklerinin yanı sıra zengin börek çeşitleri, kuru fasulye, zeytinyağlı sebze yemekleri, bulgur ve pirinç pilavı da bu benzersiz mutfağın olmazsa olmazlarındandır. İstanbul’da mutlaka tadılması gereken meşhur yiyecekleri sizler için derledik. Yoksa siz hala İstanbul’da yenmesi gereken yiyecekleri tatmadınız mı?

Hafızalardan Silinmeyecek Tatlar
İstanbul denilince akıllara şehrin eşsiz mimari yapıları ve geleneksel lezzetleri geliyor. Bu geleneksel tatlar, semt semt ayrı lezzetlere sahip olmalarıyla da oldukça popüler durumdalar. Örneğin; Ortaköy’ün kumpiri, Eminönü’nün balık ekmeği, Beyoğlu’nun ıslak hamburgeri, Sarıyer’in böreği, Vefa’nın bozası, Eyüp’ün kebabı ve kaymağı, Beykoz’un paçası, Karaköy fırınlarının kuru poğaçası, Üsküdar Şemsipaşa’nın turşusu, Hacıbekir’in akide şekerleri gibi pek çok enfes lezzet sıralanabilir. İstanbul’a gelen herkesin bu tatları bir kere dahi olsa tatması gerekir.

Tarihi Sultanahmet Köftesi
köfteci Sultanahmet’e kadar gidip de Sultanahmet köftesi yememek büyük bir eksiklik olarak kabul edilir. Ayrıca bir gerçek vardır ki bu tarihi tarifle hazırlanan köfteyi bir kez yiyen, bir daha yemek için can atar. Bu meşhur köfte, İstanbul’a gidip denemeye değer denebilecek lezzetlerin başında yer alıyor.

Kanlıca Yoğurdu
Kanlıca YoğurduGeleneksel lezzetlerimizin başında gelen Kanlıca yoğurdu 1893 tarihinde imal edilmeye başlanan ve kuşaktan kuşağa aktarılan bir lezzet olarak biliniyor. Yıllardan beri aynı lezzeti korumayı başardıkları için İstanbul’da oldukça meşhur! Siz de hala denemediyseniz, vakit kaybetmeden bu lezzetin tadına bakın.

Uykuluk
Kuzu ya da dananın bağırsak, ciğer, gerdan ya da yürek gibi yerlerinden çıkarılarak yapılan bir çeşit yemektir. Mart, nisan ve mayıs aylarında yapılanlar en lezzetli uykuluklar olarak ün salmıştır. Sütlüce semtinde son derece meşhur bir yemek olarak bilinir.

İstanbul Pilavı
İstanbul Pilavı Her yörenin kendine özgü pilav çeşidi olduğu kabul edilir. Osmanlı döneminde son derece meşhur olan pilav; bayram, doğum, düğün, cenaze gibi önemli etkinliklerde de ana yemek haline gelerek günümüzde de bunu korumaya devam etmektedir. Bunula birlikte pilavı çok seven sultanların isimleri de zamanla pilavın adını almıştır. Sultan Reşat pilavı ya da Ali Paşa pilavı bu örnekler arasında yer alır. Yiyenlerin mest olacağı bir lezzet olan İstanbul pilavı, aynı zamanda seyyar olarak da sokaklarda satılır. İstanbul pilavı, mutlaka tadına bakılması gereken lezzetler arasında yerini koruyor!

İstanbul Araç Kiralama Hizmeti

Özgürlüğün ve Konforun Anahtarı

İstanbul, tarih ve kültür zenginlikleriyle dolu olan büyüleyici bir şehir olmanın yanı sıra, geniş coğrafyası ve yoğun trafiğiyle de bilinir. Bu büyük metropolde seyahat etmek, zaman zaman zorlayıcı olabilir, ancak İstanbul'da araç kiralama hizmetleri, ziyaretçilere özgürlük ve konfor sunarak bu deneyimi daha keyifli hale getiriyor.

Neden İstanbul'da Araç Kiralamalısınız?

Özgürlük ve Esneklik:
Toplu taşıma araçlarıyla seyahat etmek bazen zaman alabilir ve sınırlamalara tabi olabilir. Araç kiralama ile istediğiniz zaman istediğiniz yere gitme özgürlüğüne sahip olursunuz. Özellikle şehrin farklı ilçelerini gezmek ve keşfetmek istiyorsanız, kiralık araç ideal bir seçenektir.

Konfor ve Rahatlık:
İstanbul'un trafiği zaman zaman yoğun olabilir. Kendi aracınızla seyahat etmek, rahat bir atmosferde kendi hızınızda ilerlemenize olanak tanır. Ayrıca, özellikle aileler veya gruplar için geniş ve konforlu araç seçenekleri sunan kiralama firmaları, seyahatinizi daha keyifli hale getirebilir.

Gizli Güzellikleri Keşfedin:
İstanbul'un turistik bölgelerinin yanı sıra, araç kiralama ile şehrin gizli güzelliklerini keşfetme şansınız olur. Sessiz mahalleler, yerel pazarlar ve daha az bilinen tarihi mekanlar, araç kiralama ile keşfedilecek birçok yer arasında yer alabilir.

İstanbul'da Araç Kiralama Nasıl Yapılır?

İnternet Üzerinden Rezervasyon: İstanbul'da birçok uluslararası ve yerel araç kiralama firması, online rezervasyon sistemleri aracılığıyla hizmet vermektedir. Firmanın web sitesinden araç seçeneklerini inceleyebilir, tarih aralığınızı seçebilir ve rezervasyonunuzu kolayca yapabilirsiniz.

Havalimanı Hizmetleri:
İstanbul'da havalimanlarında birçok araç kiralama ofisi bulunmaktadır. Varışınızda havalimanındaki bir ofisten aracınızı kiralayabilir ve hemen seyahatinize başlayabilirsiniz.

Otel veya Şehir Merkezindeki Ofisler:
Araç kiralama hizmeti sunan birçok firma, şehirdeki ana noktalarda, otellerde veya alışveriş merkezlerinde de ofisler bulundurur. İhtiyacınıza uygun bir ofisi seçerek kolayca araç kiralayabilirsiniz.

İstanbul'da Araç Kiralama İle İlgili İpucu:
Araç kiralama ücretleri genellikle rezervasyon tarihine, araç tipine ve kiralama süresine bağlı olarak değişebilir. Erken rezervasyon yapmak, daha uygun fiyatlar elde etmenize yardımcı olabilir.
İstanbul'da araç kiralama hizmeti, şehri keşfetmek isteyenlere özgürlük, konfor ve esneklik sunar. Güvenilir bir araç kiralama şirketi seçerek, İstanbul'un güzelliklerini kendi hızınızda keşfetme fırsatını kaçırmayın.

Araç Kiralama Rezervasyonu Nasıl Yapabilirim?

Araç kiralama rezervasyonu yapmak oldukça basit ve genellikle çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilebilir. İşte araç kiralama rezervasyonu yapmanın yaygın yöntemleri:

Online Rezervasyon:
En yaygın ve kolay yöntemlerden biri online rezervasyondur. Çoğu araç kiralama şirketi, kendi web siteleri üzerinden online rezervasyon hizmeti sunar. Şirketin resmi web sitesine giderek, araç seçeneklerini inceleyebilir, rezervasyon tarih aralığınızı belirleyebilir ve rezervasyon işlemini tamamlayabilirsiniz.

Mobil Uygulamalar:
Birçok araç kiralama şirketi, mobil uygulamalar aracılığıyla da rezervasyon hizmeti sunmaktadır. İlgili uygulamayı indirip hesap oluşturarak, araç seçimini yapabilir ve rezervasyonunuzu tamamlayabilirsiniz.

Telefonla Rezervasyon:
Bazı durumlarda, araç kiralama şirketleri telefonla rezervasyon hizmeti de sunar. Müşteri hizmetleri numarasını arayarak, bir temsilci ile iletişime geçebilir ve rezervasyonunuzu telefon üzerinden gerçekleştirebilirsiniz.

Havalimanı Ofisleri:
Eğer seyahatiniz bir havaalanına varışla başlıyorsa, birçok araç kiralama şirketi havalimanında ofisleri bulunmaktadır. Varış noktasındaki araç kiralama ofisinden rezervasyon yapabilir ve hemen aracınızı kiralayabilirsiniz.

Otel veya Şehir Merkezindeki Ofisler:
Araç kiralama şirketleri genellikle şehirdeki ana noktalarda, otellerde veya alışveriş merkezlerinde ofisler bulundurur. İhtiyacınıza uygun bir ofisi ziyaret ederek, oradan da rezervasyonunuzu yapabilirsiniz.

Rezervasyon yaparken dikkat etmeniz gerekenler şunlar olabilir;

Erken Rezervasyon:
Mümkünse, seyahat tarihinden önce aracınızı rezerve etmek, genellikle daha uygun fiyatlar ve daha iyi araç seçenekleri sunabilir.

Şartlar ve Koşullar:
Her araç kiralama şirketinin kendi şartları ve koşulları vardır. Rezervasyon yapmadan önce bu şartları dikkatlice okuyun.

Sigorta Seçenekleri:
Sigorta seçeneklerini gözden geçirin ve ihtiyacınıza uygun bir sigorta paketi seçin. Araç kiralama rezervasyonu yaparken dikkatli olmak ve şirketin politikalarını anlamak, seyahatinizi daha keyifli hale getirebilir.

devrecar.com sayfası üzerinden, güncel ve sabit fiyat garantili olarak 7 gün 24 saat rezervasyon yapabilirsiniz. Yapmış olduğunuz rezervasyonlarda kredi kartı istenmemektedir. Ücret ödemeden yaptığınız rezervasyonu, cezasız olarak ücret ödemeden iptal edebilirsiniz. +90 232 251 23 13 Numaralı telefonumuz üzerinden de 7 gün 24 saat rezervasyon yapabilirsiniz.

Hangi Model Araç Kiralayabilirim?

Devrecar Rental filosuna ait kiralama yapabileceğiniz araçlar grupları aşağıdaki gibidir.

Yeni Model Araç Kiralama, Hijyenik Araç Kiralama, Ekonomik Araç Kiralama, Aile Arabası Kiralama, Tatil Arabası Kiralama, İş Arabaları Kiralama, Ticari Araçlar Kiralama, Vip-Lüks Araç Kiralama, Minibüs-Minivan Kiralama, 4x4 Arazi Aracı Kiralama, Günlük Araç Kiralama, Haftalık Araç Kiralama, Aylık Araç Kiralama ve Filo Kiralama.

İstanbul Araç Kiralama Lokasyonları

İstanbul Havalimanı IST
Sabiha Gökçen Havalimanı SAW
Taksim Ofis
Kadıköy Ofis

Kadıköy Araç Kiralama

İstanbul Kadıköy'de araç kiralama ile özgürlüğünüzü keşfedin. İstanbul'un kalbinde yer alan Kadıköy, tarih, kültür ve eğlencenin bir araya geldiği benzersiz bir semttir. Bu muazzam bölgeyi keşfetmek ve etrafındaki güzellikleri görmek istiyorsanız, araç kiralama size özgürlük ve rahatlık sunabilir. İşte İstanbul Kadıköy'de araç kiralamanın avantajları ve bölgenin keyifli noktalarını ziyaret etmek için harika bir yol.

İstanbul Kadıköy'de araç kiralama, bu muhteşem bölgeyi tam anlamıyla keşfetmenin en rahat yolu olabilir. Özgürlüğün tadını çıkarın ve İstanbul'un gizli güzelliklerini keşfedin.

İstanbul Kadıköy'de Araç Kiralama: Özgürlüğün Tadını Çıkarın

İstanbul'un kalbinde yer alan Kadıköy, tarihi dokusu, canlı atmosferi ve zengin kültürel mirasıyla bilinen bir semttir. Bu büyüleyici bölgeyi keşfetmek istiyorsanız, özgür ve bağımsız bir şekilde dolaşmanın en etkili yolu araç kiralama olabilir. İşte İstanbul Kadıköy'de araç kiralamanın avantajları ve dikkat edilmesi gereken noktalar.

Araç kiralama, kendi programınızı yapma özgürlüğü sağlar. Toplu taşıma araçlarına bağlı kalmadan, istediğiniz zaman istediğiniz yere gitmek için ideal bir seçenektir. Özellikle aileler veya gruplar için araç kiralama, daha geniş bir alan sunar. Ayrıca, kişisel eşyalarınızı taşıma konusunda da size rahatlık sağlar. Kadıköy'ün sakin sokaklarını, tarihi mekanlarını ve gizli güzelliklerini keşfetmek istiyorsanız, kiralık bir araç size bu fırsatı sunar. Turistik yerlere sınırsız erişim sağlar. Toplu taşıma araçlarının belirli güzergahları ve saatleri vardır. Ancak araç kiralayarak istediğiniz zaman hareket edebilir ve zamanınızı daha etkili bir şekilde kullanabilirsiniz.

İstanbul Kadıköy'de araç kiralama, bu benzersiz bölgeyi özgürce keşfetmenin mükemmel bir yoludur. Ancak doğru seçimi yapmak için dikkatlice araştırma yapmak ve şartları anlamak önemlidir. İyi bir planlama ile unutulmaz bir İstanbul deneyimi yaşayabilirsiniz.

İstanbul Kadıköy: Boğazın Diğer Yüzünde Bir Tatil Serüveni

İstanbul'un muazzam güzelliğini keşfetmek isteyen gezginlerin gözdesi olan Kadıköy, şehrin Asya kıyısında, tarihi zenginlikleri, canlı atmosferi ve lezzetli gastronomisiyle meşhurdur. Bir tatil boyunca bu benzersiz semti keşfetmek, unutulmaz anılar biriktirmenin kapılarını aralar.

Gün Batımında Moda Sahili:
İlk adımı attığınız anda, Moda Sahili'nde, Boğaz'ın karşı kıyısındaki muhteşem manzarayla karşılaşırsınız. Gün batımında, rengarenk gökyüzüyle birleşen Boğaz manzarası, romantik bir atmosfer sunar. Sahilde yürüyüş yapabilir, banklarda oturabilir veya çimlerde piknik yapabilirsiniz.

Tarihi Yokuşlarda Kaybolma:
Kadıköy'ün daracık sokakları ve tarihi yokuşları, tarih kokan binalarıyla sizi geçmişe götürür. Osmanlı döneminden kalma çeşmeler, eski konaklar ve antikacılarda gezinerek şehrin geçmişine tanıklık edersiniz. Bağdat Caddesi üzerinde alışveriş yapmak da unutulmaz bir deneyim sunar.

Lezzet Dolu Bir Mola:
Kadıköy, sadece tarih ve manzara değil, aynı zamanda zengin bir mutfak kültürüne de ev sahipliği yapar. Lokantalarda ve sokak satıcılarında, lezzetli sokak yemeklerinden geleneksel Türk mutfağına kadar birçok seçenek sizi bekler. Mutlaka midye dolma, kokoreç veya güveçte kebap denemelisiniz.

Heyecan Verici Gece Hayatı:
Akşam saatleri geldiğinde Kadıköy'ün enerjisi hiç düşmez. Barlar sokağındaki renkli mekanlar, canlı müzik barları ve gece kulüpleri ile gece hayatı oldukça çeşitlidir. Hem yerel halkla hem de diğer gezginlerle kaynaşabilir, gecenin tadını çıkarabilirsiniz.

Adalar Turu:
Kadıköy'den kalkan feribotlarla İstanbul'un adalarını keşfetmek de mümkün. Büyükada, Burgazada ve Heybeliada gibi adalarda bisiklet kiralayabilir, tarihi yerleri ziyaret edebilir ve deniz manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.

İstanbul'un tarih ve kültür zenginliğini keşfetmek isteyenler için Kadıköy, tatil planlarını renklendirecek bir destinasyondur. Semtin sunduğu benzersiz deneyimler, unutulmaz bir İstanbul tatiline kapı aralar. Sabiha Gökçen havalimanı veya Anadolu Yakasında bulunan Kadıköy ofisimizden aracınızı teslim alabilirsiniz. Bizimle Tatilinize güvenle başlayabilirsiniz.

İstanbul Anadolu Yakası Kadıköy seyahatleriniz için web sitemiz aracılığıyla online rezervasyon yapabilir veya +90 232 251 23 13 numaralı Müşteri hizmetlerini arayarak telefon ile rezervasyonunuzu gerçekleştirebilirsiniz.

Boğaz'ın Diğer Yakası Kadıköy

"Kadıköy, İstanbul'un kalbinin attığı, renkli, canlı bir semttir."
"Kadıköy'ün çarşıları, her dükkanında ayrı bir hikaye barındırır, alışveriş burada bir maceradır."
"Kadıköy, Boğaz'ın diğer yakasına nazır, denizin kokusunu içine çeken bir mahalledir."
"Kadıköy'ün sokakları, tarihi ve modern yaşamın kucaklaştığı bir sahnedir."
"Kadıköy'ün kafeleri, muhabbetin, kahvenin ve kitapların buluşma noktasıdır."
"Kadıköy, gecesiyle de ünlüdür; barları, meyhaneleri ve canlı müzik mekanlarıyla yaşam doludur."
"Kadıköy'ün vapurları, Boğaz'ın sularında dans eder, hayatın ritmini taşır."
"Kadıköy, her köşesinde sanatı, kültürü ve farklılıkları kucaklar."
"Kadıköy'ün martıları, özgürlüğün sembolüdür, rüzgarla dans ederken gökyüzünde."
"Kadıköy'ün sahilinde yürümek, denizin huzurunu ve kent yaşamının enerjisini bir arada hissetmektir."
"Kadıköy'ün tarihi çeşmeleri, suyu değil hikayeleri akıtır, zamanın tanığıdır."
"Kadıköy'ün pazarları, renk cümbüşü ve taze ürünleriyle her hafta bir şenliktir."
"Kadıköy'ün çınarları, kuşaktan kuşağa aktarılan yaşanmışlıkları saklar."
"Kadıköy, kısacası, bir semt değil, bir yaşam tarzıdır."
"Kadıköy'ün sinemaları, eski dönemin izlerini taşır, bir zaman yolculuğuna davet eder."
"Kadıköy'ün bahçeleri, şehrin gürültüsünden uzak, yeşilliğin huzurunu sunar."
"Kadıköy'ün rıhtımı, romantik yürüyüşlere, sevdalara ve özlemlere tanıklık eder."
"Kadıköy, her yaştan insanın bir arada yaşadığı, hoşgörü ve çeşitliliğin buluşma noktasıdır."

Bu sözler, Kadıköy'ün karakterini, enerjisini ve güzelliklerini yansıtmaya çalışmaktadır.

Taksim Araç Kiralama

Taksim, şehrin kalbinde bulunan ve pek çok turistin tercih ettiği bir bölgedir. İstanbul'un güzelliklerini keşfetmek istiyorsanız, Taksim'de araç kiralama size büyük bir özgürlük sağlayabilir. İstanbul Taksim'de araç kiralama, şehri özgürce keşfetmek isteyenler için ideal bir seçenek olabilir.

Araç kiralama, şehri keşfetmenin yanı sıra zamandan da tasarruf etmenizi sağlar. Taksim'de bir araç kiralamak, planlarınıza bağlı olarak hareket etmenizi sağlar ve taksi veya toplu taşıma araçlarının beklenmedik gecikmelerinden kaçınmanıza yardımcı olur. Ayrıca, araç kiralama seçeneğiyle kendi bagajınızı taşıma özgürlüğüne sahip olursunuz.

Doğru araç kiralama şirketini seçerek, seyahatinizi daha keyifli ve sorunsuz hale getirebilirsiniz. Unutmayın, özgürlüğün tadını çıkarmak için kendi hızınızda seyahat etmek her zaman harika bir deneyim sunar.

Taksim'de Ekonomik ve Uygun Fiyatlı Araç Kiralama

Türkiye'nin kültür ve eğlence başkenti olan İstanbul'da seyahat ederken, Taksim bölgesinde araç kiralamak, özgürlük ve esneklikle dolu bir deneyim sunabilir. Taksim, İstanbul'un kalbinde yer aldığından, buradan başlayarak şehrin zenginliklerini keşfetmek için ideal bir konum sunar. İşte ekonomik ve uygun fiyatlı araç kiralama seçenekleri hakkında bilgi içeren bir rehber.

Seçenekleri Karşılaştırın:
Taksim'de araç kiralama seçenekleri oldukça çeşitlidir. Farklı araç kategorileri, markalar ve kiralama süreleri için fiyatları karşılaştırmak, size en uygun olanı seçmenize yardımcı olabilir. İnternet üzerinden kiralama şirketlerinin web sitelerini veya araç kiralama platformlarını kullanarak kolayca fiyatları karşılaştırabilirsiniz.

Erken Rezervasyon Yapın:
İstanbul gibi popüler turistik bölgelerde araç kiralama talebi yüksek olabilir. Bu nedenle, seyahatinizden önce araç kiralamak için erken rezervasyon yapmak, hem uygun fiyatlı seçeneklere erişim sağlar hem de aracınızın rezervasyonunu garantiler.

Günlük ve Haftalık Fiyatları İnceleyin:
Araç kiralama fiyatları genellikle günlük ve haftalık olarak değişebilir. Eğer uzun bir süre boyunca araç kiralamayı düşünüyorsanız, haftalık fiyatları kontrol etmek size daha uygun bir seçenek bulmanıza yardımcı olabilir.

Sigorta Seçeneklerini Anlayın:
Araç kiralarken, farklı sigorta seçenekleri sunulabilir. Sigorta kapsamlarını anlamak ve ihtiyaçlarınıza uygun bir seçenek seçmek önemlidir. Ekonomik ve uygun fiyatlı seçenekler genellikle temel sigorta kapsamını içerir, ancak ekstra koruma sağlamak istiyorsanız seçenekleri değerlendirmek önemlidir.

Yerel İndirim ve Kampanyalardan Yararlanın:
Taksim'de araç kiralama şirketleri zaman zaman yerel indirim ve kampanyalar düzenleyebilir. Bu nedenle, seyahatiniz öncesinde veya rezervasyon yaparken, mevcut indirimleri kontrol etmek önemlidir.

Taksim'de ekonomik ve uygun fiyatlı araç kiralama seçenekleri ile şehri keşfetmek, size bağımsız bir seyahat deneyimi sunabilir. Fakat, kiralama sürecinde dikkatlice seçim yapmak ve sözleşme şartlarını anlamak her zaman önemlidir. Bu önerilere dikkat ederek, bütçenize uygun bir araç kiralayabilir ve İstanbul'un tadını çıkarabilirsiniz.

Taksim: İstanbul'un Kalbinde Bir Hikaye

İstanbul'un merkezindeki Taksim, şehrin kalbi olarak adlandırılır, ve bu bölgeye ayak basmak, kendinizi İstanbul'un enerjik nabzının ortasında bulmak anlamına gelir. Bir seyahat ve tatil macerasına hazır mısınız?

Gece Hayatının Başkenti:
Taksim Meydanı, gece hayatının kalbinin attığı yerdir. Akşam saatleri geldiğinde, meydan ışıklarla parlar, gece kulüpleri ve barlar canlanır. Canlı müzik ve dansın ritmi sizi sarhoş ederken, Taksim'in enerjisi sizi bir gece boyunca kendine çeker.

İstiklal Caddesi: Alışveriş ve Çeşitlilik:
Taksim'in merkezinde uzanan İstiklal Caddesi, alışveriş cenneti ve kültürel çeşitliliğin bir araya geldiği bir yerdir. Dükkanlar, kafeler, antikacılar ve galeriler sizi birbirinden farklı dünyalara taşır. Gündüzleri alışveriş yapabilir, sokak sanatçılarını izleyebilir ve akşamları sokak partilerine katılabilirsiniz.

Galata Kulesi'nde Manzara Keyfi:
Taksim'den yürüyerek Galata Kulesi'ne ulaşmak, İstanbul'un muazzam manzarasının tadını çıkarmak için mükemmel bir yol. Tarihi dokusu ve eşsiz mimarisi ile Galata Kulesi, Boğaz'ın ve şehrin panoramik manzarasını sunar. Gün batımında burada olmak, unutulmaz bir deneyim sunar.

Tarih ve Kültür İle Dolu:
Taksim, sadece eğlence ve alışveriş değil, aynı zamanda tarih ve kültürle de doludur. İstiklal Caddesi'nde yürürken, Cezayir Sokağı'ndaki tarihi binaları keşfederken veya Atatürk Kültür Merkezi'ni ziyaret ederken geçmişin izlerini takip edebilirsiniz.

Lezzet Şöleni:
Taksim'in çevresindeki semtler, damak zevkinizi memnun edecek birçok yemek seçeneği sunar. Hem yerel lezzetleri hem de dünya mutfaklarını deneyebilir, sokak satıcılarından atıştırmalıklar alabilir ve Taksim'in canlı atmosferinde yemek keyfinin tadını çıkarabilirsiniz.

Taksim, İstanbul'un birçok yönünü bir araya getiren bir bölge. Gündüzleri tarih ve kültürle buluşabilir, akşamları eğlencenin tadını çıkarabilir ve gece boyunca İstanbul'un ışıltısına tanıklık edebilirsiniz. Taksim, İstanbul'un sunduğu zenginlikleri keşfetmek isteyen herkes için bir tatil hikayesi sunar.

İstanbul havalimanı veya Avrupa Yakasında bulunan Taksim ofisimizden aracınızı teslim alabilirsiniz. Bizimle Tatilinize güvenle başlayabilirsiniz.

İstanbul Avrupa Yakası Taksim seyahatleriniz için web sitemiz aracılığıyla online rezervasyon yapabilir veya +90 232 251 23 13 numaralı Müşteri hizmetlerini arayarak telefon ile rezervasyonunuzu gerçekleştirebilirsiniz.

Şehrin Gizemi Taksim

"Taksim, İstanbul'un kalbinin attığı, şehrin ritmini ve enerjisini hissettiğiniz bir meydan."
"Taksim'in gece ışıkları, şehrin gizemini ve romantizmini yansıtır, gecenin karanlığında parıldar."
"Taksim Meydanı, bulvarları ve caddeleriyle adeta bir açık hava sahnesidir, her anında bir sahne var."
"Taksim'in kafeleri, kitap okuyanların, sohbet edenlerin ve kahve içenlerin buluşma noktasıdır."
"Taksim Gezi Parkı, şehrin koşuşturmacasından uzaklaşmak ve yeşilin içinde huzur bulmak için ideal bir mekan."
"Taksim'in tarihi otelleri, geçmişin izlerini taşır, her odasında bir hikaye barındırır."
"Taksim'de yürümek, alışveriş yapmak, sokak sanatçılarını izlemek; şehrin dinamik atmosferini doyasıya yaşamaktır."
"Taksim İstiklal Caddesi, alışveriş tutkunlarını, sanatseverleri ve müzikseverleri aynı çatı altında buluşturan bir cennettir."
"Taksim'in gökdelenleri, şehre yüksekten bakan gözler gibi, moderniteyi ve ilerlemeyi temsil eder."
"Taksim'in tarihi çeşmeleri, serin suyu ve nostaljik görüntüsüyle şehrin sıcak günlerinde birer mola noktasıdır."
"Taksim, her ziyaretçisine İstanbul'un tarihini, kültürünü ve çeşitliliğini yaşatma sözü verir."
"Taksim'in konser mekanları, canlı müzikle dolu geceleri ve unutulmaz performanslarıyla ünlüdür."
"Taksim'in mimarisi, modern ve tarihi öğeleri bir araya getirerek şehrin kimliğini oluşturan bir mozaiktir."
"Taksim'in teras kafeleri, Boğaz manzarası eşliğinde bir fincan çay içmenin keyfini sunar."
"Taksim'in sokak lezzetleri, döner kokuları ve simit satıcılarıyla şehrin gastronomik çeşitliliğini yansıtır."
"Taksim, 24 saat canlı, her anında bir etkinlik, bir buluşma ve bir keşif vaat eder."
"Taksim, her yaştan insanın bir araya geldiği, kültürlerin karıştığı ve hoşgörünün hüküm sürdüğü bir merkezdir."
"Taksim, İstanbul'un ruhunu, tarihini ve modernliğini bir araya getiren eşsiz bir semttir."

Bu sözler, Taksim'in çeşitli yönlerini ve özelliklerini vurgulayarak semtin canlı, kültürel ve dinamik atmosferini anlatmaya çalışmaktadır.